cünâb

:

جناب

(f. i.) : yâdes(lâdes) tutuşma. 

Cünâbe

:

جنابه

(f. i.) : ikiz çocuk. 

Cünâh

:

جناح

(a. i.) : günâh. 

cünbân

:

جنبان

(f. s.) : sallanan, kımıldıyan, hareket eden. 

cünbân

:

جنبان

(f. s.) : atan, sallanan, oynıyan, oynatan mânâsiyle sıfatlar yapar : Dünbâle-cünbân : kuyruk sallayan. Ser-cünbân : baş oynatan, baş sallıyan. 

cünbîde

:

جنبيده

(f. s.) : kımıldanmış, sallanmış, hareket etmiş. 

cünbiş

:

جنبش

(f. i.) : 1) kımıldanma, hareket. 

cünbiş-i müjgân

:

 

kirpiklerin hareketi 2) cümbüş, zevk, eğlence, (bkz. : cünbüş). 

cünbiş-i yemîn

:

 

yer sarsıntısı, deprem. 

cünbiş-geh 

:

جنبش گه

(f. b. i.) : eğlence yeri. 

cünbüde

:

جنبده

(a. i.) : kubbe; kümbet, (bkz. : cünbüz). 

cünbüş

:

جنبش

(f. i.) : 1) eğlenti, zevk. 2) uta benzer madenî bir çalgı. 3) hareket, kımıldanma, [doğrusu "cünbiş" dirj. 

cünbüz

:

جنبذ

(a. i.) : kubbe, kümbet, kemer. 

cünd

:

جند

(a. i. c. : cünûd) : asker; asker topluluğu. 

cündî

:

جندی

(a. s.) : askerî, suvâri, sipahi, ata iyi binen, binici. 

cündiyâne

:

جنديانه

(a. f. zf.) : cündîcesine, iyi binicilere yakışır bir tarzda, böyle bir tarz takınarak. 

cünh

:

جنح

(a. i.) : koruma, esirgeme. 

cünha

:

جنحه

(a. i.) : ufak cürüm, küçük kabahat, küçük suç. 

cünnâr

:

جنار

(a. i.) : çınar. 

cünne

:

جنه

(a. i.) : 1) eski savaş silâhlarından kalkan. 2) kadın başörtüsü. 

cünûd

:

جنود

(a. i. cünd'ün. c.) : askerler, ordular. 

cünûn

:

جنون

(a. i.) : 1) delirme, çıldırırla, delilik. 2) tas. ve ed. : aşkın galip gelmesi. 

cünûn-i âhidî

:

 

merak hastalığı. 

cünûn-i devri

:

 

zaman zaman gelen delilik. 

cünûn-i ehl-i aşk

:

 

âşıkların çılgınlığı. 

cünûn-i gayr-i mutbık

:

 

gelip giden akıl bozukluğu. 

cünûn-i mutbık

:

 

kesilmeksizin devam eden akıl 'hastalığı. 

cünüb

:

جنب

(a. i.) : şer'an yıkanmak zorunda kalma hâli.