cesamet

:

جسامت

(a. i. cism'den.) : büyüklük, irilik, (bkz. : kıt'a). 

cesaret

:

جسارت

(a. i.) : cesurluk, yiğitlik, yüreklilik. 

cesâset

:

جساست

(a. i.) : merak, tecessüs. 

cesed

:

جسد

(a. i. c. : ecsâd) : ölü vücut. 

cesim, cesime

:

جسيم ، جسيمه

(a. s. cesâmet'den) : iri, büyük, kocaman. 

cesîm-ül-cüsse

:

 

iri vücutlu. 

cesk

:

جسك

(f. i.) : mihnet, keder; musibet. 

cess

:

جس

(a. i.) : 1) elle yoklama. 2) araştırma. 3) soruşturma. 

cessâs

:

جساس

(a. i.) : çok meraklı. 

cessâse

:

 

(a. i.) : kruvazör, harp gemisi. 

cest

:

جست

(f. i.) : atlayış, sıçrayış. 

cestân

:

جستان

(f. s.) : atlıyan, sıçrıyan. 

cestân cestân

:

جستان ، جستان

(f. zf.) : sıçrıya sıçrıya, sıçrıyarak. 

ceste

:

جسته

(f. s.) : sıçramış, fırlamış. 

ceste ceste

:

جسته جسته

(f. zf.) : yavaş yavaş; kısım kısım, parça parça, azar azar. (bkz. : tedricî). 

ceste-gîr

:

جسته گري

(f. b. s.) : arsız dilenci. 

cesten

:

 

(f. fi.) : sıçramak, atlamak, atılmak, kaçmak, kurtulmak. 

cesur

:

جسور

(a. s. cesâret'den) : cesaretli, yürekli, yiğit. 

cesûrâne

:

جسورانه

(a. f. zf.) : cesaretle, yiğitcesine, yüreklice. 

ceş

:

جش

(f. i.) : mavi boncuk. 

ceşn

:

جشن

(f. i.) : 1) ziyafet, şölen. 2) bayram, eğlence.