cehâbize

:

جهابذه

(a. i. cıhbız'ın c.) : gerçeklerden, hakikatlerden haberi olanlar, [müfredi hiç kullanılmaz]. 

cehalet

:

جهالت

(a. i.) : cahillik, bilmezlik, (bkz. : cehl). 

cehâm

:

جهام

(a. i.) : yağmur vermiyen bulut. 

cehân

:

جهان

(f. i.) : 1) dünyâ, (bkz. : cihan). 2) s. sıçrıyan, fırlıyan, çabuk hareket eden. (bkz. : cehende). 

cehâret

:

جهارت

(a. i.) : ses yüksekliği, sesin yüksek olması. 

cehâz

:

جهاز

(a. i.) : (bkz. : cihaz). 

cehd

:

جهد

(a. i.) : çalışma, çabalama.

Cehd-ü gayret, cehd ü ikdam

:

 

çok çalışma. (bkr : gayret, himmet, sa'y)

cehele

:

جهله

(a. s. câhil'in c.) : 1) bilgisizler. 2) kendini bilmezler, münasebetsizler, (bkz. : cühela, cühhâl). 

Cehemde

:

جهنده

(f. b.) : sıçrıyan, fıriıyan. (bkz. : cehân 2. 2) sıçramış, fırlamış. 

cehende-gî

:

جهندگي

(f. i.) : sıçrayış, fırlayış

cehennem

:

جهنم

âhireîte, günahkâr kulların gideceği azap yeri, tamu. Yedi kattır : [cehennem, sair, sakar, cahîm, huteme, lâzi, havye veya derk-i esfe!]. 2) çok sıcak yer. 

cehennemi

:

جهنمي

(a. s.) : cehenneme mensup, cehennemle ilgili; cehennemlik, cehennem gibi [sıcak veya sıkıcı]. 

Cehennemiyyûn

:

جهنميون

(a. i. e.) : cehennemlikler. 

cehir

:

جهير

(a. e. cehr'den. c. : cüherâ') : 1) yüksek sesle, açık olarak söylenen. 2) güzel, dikkate değer.

cehir-üs-savt

:

 

çok ve kuvvetli ses. 

cehiz

:

جهيز

(f. i.) : (bkz. : cihaz). 

cehl

:

جهل

(e. i.) : bilmezlik, (bkz. : cehalet).

cehl-i mürekkeb

:

 

bilmezliğinin farkında olrneyış, katmerli cahillik. 

cehr

:

جهر

(a. i.) : yüksek sesle söyleme. 

Cehren

:

جهرا

(a. zf.) : yüksek sesle, açıktan, alenen. Sırran ve cehren : gizliden ve açıktan. 

cehreten

:

جهرة

(fa. zf.) : aşikâr olarak, açıktan açığa. 

cehrî, cehriyye

:

جهري ، جهريه

(a. s.) : açıktan veya yüksek sesle yapılan. 

cehûd

:

جحود

(a. i.) : Yahudi, cifit. 

cehûcVâne

:

جحودانه

(a. f. zf.) : cıfıtcasına, 

cehûl

:

جهول

(a. s. cehl'den.) : pek câhil. (bkz. : echel). 

cehûlâne

:

جهولانه

(e. zf.) : pek câhilcesine.