câselik |
: |
جاثليق |
(a. i.) : katolik; başpiskopos, başpapas, büyük papas, patrik. |
câsir |
: |
جاسر |
(a. s. cesaret'den) : cesaret eden. |
cass |
: |
جص |
(a. i.) : 1) kireç. 2) alçı taşı. |
cassâs |
: |
جصاص |
(a. i.) : kireççi, sıvacı. |
câst |
: |
جاست |
(f. i.) : üzümün sıkıldığı yer, üzüm teknesi. |
câsûm |
: |
جاثوم |
(a. i.) : kâbus, korkunç ırüyâ. |
casus |
: |
جاسوس |
(a. i. c. : cevâsîs) : 1) hafiye, gizli haberler öğrenerek veya sırları çözerek haber veren, çaşıt. 2) düşmanın, askerliğe dâir haberlerini öğrenip bildiren kimse. |
câsûsî |
: |
جاسوسي |
(s. i.) : casusluk. |