butayn

: بطين

(a. i.) : karıncık, küçük karın veya göz, hücre. 

bûte

: بوته

(f. i.) : 1) kökünden çıkar çıkmaz, dal ve yaprakları yerlere yayılan, gövdesiz ve kısa saplı nebatlar. 2) kuyumcuların altın ve gümüş erittikleri kap, kuyumcu kalıbı, pota. 3) g. s. çeşme, mezartaşı, sebil v.b. gibi mermer veya değerli taşlardan yapılan eserler üzerine ucu kıvrık bir yaprak şeklinde oyma motif. 

butha

: بطحه

(a. i.) : iyi huy. 

butîmâr

: بوتيمار

(f. i.) : »ol. çok zaman su kenarlarında bulunan ve balıkçıl denilen, sorguçlu ve kırmızı gagalı bir kuş. 

butlan

: بطلان

(a. i.) : bâtıllık, boşluk, çürüklük, beyhûdelik. (bkz. : butûl).

butlân-ı da'vâ

:  

dâvanın esassız, haksız, boş oluşu. 

butu'

: بطوء

(a. i.) : gecikme, geç kalma

butûl

: بطول

(a. i.) : boşluk, çürüklük, bey hûdelik. (bkz. : butlan). 

butun

: بطون

(a. i. batn'ın c.) : 1) karın, lar. 2) nesiller, soylar.