bî-câ |
: | بيجا |
(f. b. s.) : yersiz. |
bicâd |
: | بجاد |
(a. i.) : 1) yoi yol, çizgili olarak dokunmuş kilim, hah, aba. 2) Hz. Abdullah'ın, lâkabı. |
bîcâd, bîcâde |
: | بيجا ، بيجاده |
(f. i.) : 1) kehribar gibi saman çöpünü kendine çeken, yakuttan daha az değerli kırmızı bir taş ["mercan" diyen lügatler de vardır]. 2) kırmızı dudak. |
bîcâde-i müzâb |
: |
(erimiş yakut) : kırmızı şarap. |
|
bî-cân |
: | بي جان |
(f. b. s.) : cansız, ruhsuz. |
Bîcen |
: | بيجن |
(f. h. i.) : (bkz. : Bîjen). |
bî-ciğer |
: | بي جگر |
(f. b. s.) : yüreksiz, korkak. |
biçişk |
: | بجشك |
(f. s.) : 1) hakîm, bilgin. 2) serçe kuşu. (bkz. : usfûr). |
bicrît |
: | بجريت |
(a. s.) : hâlis, temiz şey. |
bî-çâr, bî-çâre |
: | بيچار ، بيچاره |
(f. b. s. c. : bî-çâre. gân) : çaresiz, zavallı. |
bî-çâregân |
: | بيچارگان |
(f. b. s. bî-çâre'nin c.) : bîçâreler, zavallılar. |
bî-çâregî |
: | بيچارگى |
(f. b. i.) : bîçarelik, zavallılık. |
bîçârevâr |
: | بيچاره وار |
(f. b. s.) : çaresiz gibi, zavallı gibi. |
biçişk |
: | بچشك |
(f. s.) : hekim, doktor, (bkz. : bizişk). |
biçîz |
: | بچيز |
(f. s.) : pek küçük ve değersiz [şey]. |
biçrek |
: | بچرك |
(f. s.) : aldatılarak kendisiyle dâima alay edilen kimse. |
bi-çûn |
: | بيچون |
(f. b. s.) : 1) emsalsiz, essiz. 2) sebep sorulmaz, Allah. |
bi-çûn u çirâ |
: |
niçin ve nedensiz, mutlak [Allah] (bkz. : lâyüs'e! ü amma yef'al). |