Girmek.

وَلَجَ الشىء فى غيره ـــِــ يَلِجُ لِجَةً و وُلُوجًا

Dost, sırdaş. Mutemet kişi.

الوَلِيجة (ج) وَلائج

Doğurmak.

وَلَدَت الانثى ـــِــ تَلِدُ وِلادًا ووِلادةً

Kadının doğumu yaklaştı. Koyun doğurdu.(-o):Ebe doğurttu.

أوْلَدَت المرأةُ

Doğurttu.Terbiye etti. Bir şeyi diğerinden çıkarttı. İcad etti.

ولَّدَ الأنثى

Doğdu, meydana geldi.

تولَّد

Çocuk istedi.(-o):Gebe bıraktı.

استولد

Yaşıt.

للِّدَة (ج) لِدَاتٌ و لِدُون

Doğum yeri ve zamanı.

المَوْلِد (ج) مَوالِدُ

İcat edilen, sonradan ortaya konan. Melez Arap. Aslı Arapça olup değişikliğe uğrayan kelime. Sonradan uydurulan kelime.

المُوَلَّد

Doğum doktoru.

المولَّد

Ebe.

المُوَلِّدةُ

Yeni doğmuş çocuk.

المَوْلُود (ج) مَواليد

Doğum zamanı.

المِيلاد

Baba. Gebe. Davar.

الوالِدُ

Ana.

الوالدة

Çocuk, yavru.

الوَلَدُ (ج) أولاد و ولْدة

Ana. Çok doğuran.

الوَلُود

Yeni doğmuş çocuk. Köle genç hizmetçi.

الوَليد (ج) وِلْدان ووِلْدةٌ

Hıyanet, hile.

الوَلْس

Koşmak. Yalan söylemek.(-bi):Alıp götürmek.

ولَعَ ـــَــ يَلَع ولْعًا و ولَعانًا

Gönlü takılmak, düşkün olmak.-Birinin işine burnunu sokmak.

وَلِعَ به ـــَــ يَوْلَع وَلعًا و وَلُوعًا

S.müş.

فهو وَلِعٌ وهى وَلِعة

Teşvik etti.

أَوْلَعَ به

Gönlü takıldı, düşkün oldu.

أُوْلِعَ به

Köpek v.b. kabı yalamak.Kaptakini içmek. Kaba ağzını sokmak.

وَلَغَ الكلبُ و غيره من السِّباع فى الإناء و منه و به ـــَــ يَلَغُ وَلْغًا و وُلوغًا و وَلَغَانًا

Köpeği suladı.

أَوْلَغَ الكلبَ

Düğün yemeği verdi, ziyafet verdi. Aklı başında ve sıhhatli oldu.

أَوْلَمَ

Düğün yemeği, ziyafet.

الوَليمة (ج) وَلائم

Üzüntüsünden aklını yitirmek. Aşkın tesiri ile şaşkınlık içinde kalmak.(-min):Korkmak.(-ilâ):Şefkat ve sevgi duymak. Sığınmak.

وَلَهَ فلان ـــِــ يَلِهُ وَلْهًا

(=)

وَلِهَ ـــَــ ِ يَلِهُ و يَوْلَهُ وَلَهًا و وَلَهانًا

Vaveyla kopardı. Beddua etti.

وَلْوَلَت المرأةُ

Yaklaşmak.

وَلاَهُ ـــِــ يَلِيه وَليًا

(=)Birinin işini üzerine almak. Sevmek, istila etmek.(-o,alâ):Yardım etmek.

وَلِيَهُ ـــِــ يَلِيه وَلْياً ولاية

(alâ): Vasiyet ve tavsiyede bulundu. (-o):İdaresine terk etti. İyilik etti.

أوْلَى

Sakın, aklını başına al.

أوْلَى لَكَ

Peşi peşine yaptı. (-o):Peşinden gitti, tabi oldu. Sevdi. Yardım etti.

وَالَى بين الامرين

Geri döndü, kaçtı.(-o,an):geri döndü uzaklaştı.(-o):Yardım etti. Karşıladı. İdaresine verdi.

وَلَّى

Peşi peşine oldu.

تَوَالَى

Geri döndü.(-an):Vazgeçti.(-o):İşi üzerine aldı. Devam etti. Yardım etti. Sevdi. Kendisine veli edindi.

تَوَلَّى الشىءُ

Üstün geldi, yendi. Sonuna vardı.

اسْتَوْلَى عليه

Daha yakın, daha layık.

الأَوْلَى مُثَنَّاه الاوْلَيان (ج) الاوْلَوْن والأوَالِى و هى الوُلْيا (ج) الوُلْيَيات والوُلَى

Evkaf işine bakan kimse.

المُتَوَلِّى

İki şahsın adlaşması.

المُوَلَاةُ

Rab.Sahip. Bir işi gören, idare eden. Dost, arkadaş. Antlaşmalı misafir.komşu. ortak. Damad, enişte. Baba tarafından akraba. İyilik eden. Kendisine iyilik edilen. Köle azat eden. Azatlı köle. Köle. Tabi.

المَوْلَى (ج) مَوَالٍ

Kendini rabbine veren. Zahit. Büyük alim.

المَوْلَوِىّ

Mevlevilik.Mevlevi külahı.

المَوْلَوِيَّة

Malik olma. Yakınlık, akrabalık. Sevgi. Yardım.

الوَلَاء

Yakınlık, akrabalık.

الوَلَاية

(=)Beylik, saltanat. Vilayet.

الوِلاية

Bir işin idare ve bakımını üzerine alan yardımcı dost, antlaşmalı. Damat, enişte. Komşu. Tabi. Köle, azat eden Allah2a itaat eden. Yağmur.

الوَلِىّ (ج) أولياء