|
Yalnız kalmak.(-o):Tek yapmak. |
وَحَدَ ـــِــ يَحِدُ حِدَةً و وَحْدًا ووحُودًا و وَحْدةً |
|
Yalnız kalmak. |
وَحِدَ ـــَــ يَوْحَد وَحْدًا وحِدَةً ووَحْدةً و وُحوداً |
|
Kadın tek çocuk doğurdu.(-o):Biricik,tek kıldı. |
أوْحَدَتِ المرأةُ |
|
Allahın birliğine inandı,tek kıldı. |
وَحَّدَ اللّهَ سبحانَه |
|
Tek oldu.Yalnız başına kaldı.Birleşti |
اتَّحَدَ |
|
Tek ve eşsiz oldu.Yalnız kaldı.(-o):Korudu. |
تَوَحَّدَ |
|
Bir.Biricik,tek ,(çok defa menfi cümlede kullanılır.)Kimse.Ş. |
الاَحَد أصله وَحَدٌ (ج) آحاد و أُحْدان |
|
teklik,yalnızlık. |
الحِدَة |
|
Teker teker.(çift kullanılır.) |
مَوْحَد |
|
Allahın sıfatlarından.Tek,eşsiz.Bir.Biricik.Parça. |
الواحِد (ج) وُحْدان و أُحْدَان |
|
Tek başına. |
وحدَه وحدهما وحدهم |
|
Eşsiz. |
هو نسيجُ وحدِه |
|
Bire inanan.Topluluktan ayrılan. |
الوَحْدَانىّ |
|
Allahın sıfatlarından. |
الوَحْدَانِيّة |
|
Birlik |
الوَحْدة |
|
:Tek.Yalnız. |
الوَحِيد |
|
Zehirli bir nevi kertenkele. |
الوَحَرة |
|
Ürkmek.Acıkmak. |
وَحِشَ فلان الشىء ـــَــ يَوْحَش وَحْشَةً |
|
Acıktı,Azığı tükendi.,Issız oldu.Yabani varlıkları çok oldu.(-o): Ürküttü. Issız boldu. |
أوْجَشَ |
|
(bi):Silah,elbise v.b.ni attı. |
وَحَّشَ |
|
(=)Acıktı.(-li):Midesini boşalttı.(-min):Issız kaldı.Issız oldu. |
تَوَحَّش |
|
Ürktü.Issız buldu.(-min):Alışamadı.Yabanileşti. |
اسْتَوْحَشَ |
|
Yabani.Aç.Yalnız. |
الوَحْش جمع وَحْشِىّ (ج) وُحُوشٌ و وُحْشَان |
|
Issız bitkisiz. Yer.Yabanilik,yalnızlık.Yalnızlıktan korkma,korku.Keder. |
الوَحْشَة |
|
Yabani.Sağ taraf.Hayvanın binilemeyen ve sağlamayan tarafı.Yabani incir. |
الوَحْشِىّ |
|
Yabani. |
الوَحِيش (ج) وُحْشان |
|
Çamura düşüp çırpınmak. |
وحَلَ فلان فلانًا ـــِــ يَحِلُه وحْلاً |
|
Cıvık çamur. |
الوَحْل (ج) أوحال و وُحُول |
|
İşaret etmek.Gizli konuşmak.Birine bir şey yazmak.Emretmek.Elçi melek göndermek. İlham etmek.Bağırmak.(-o):Söz söylemek.Çabukça kesmek |
وَحَى إليه وله ـــِــ يَحىِ وَحْيًا |
|
İşaret etti,yol gösterdi.Gizli söyledi.Mektup yazdı. Emretti. Gönderdi. Elçi melek gönderdi,ilham etti.Emir ve hükmü altına aldı.(-o ilâ) Söz söyledi.(-o):Ağladı.Çabuk davrandı |
أوْحَى إليه وله |
|
Çabuk oldu. |
تَوَحَّى |
|
Göndermek için çağırdı.Acele etti.Harekete geçirdi.Sordu. |
اسْتَوْحَى الإنسانَ |
|
Söz ,işaret v.b.Vahiy.Ses.Kitap.Mektup.Yazı |
الوَحْى (ج) وُحِىّ |