Dinmek,sόkϋnet bulmak.(-bi,fi):Yerleşmek,ikβmet etmek.

εσΟσΓ άάάσάά εσΟϊΑπΗ ζ ευΟζΑπΗ

Teskin etti,dindirdi.Çocuğa hafifηe vura vura uyuttu.Belini bόktό.

ΓεΟΓ ΗαΤμΑσ

Hareketsizlik,sόkϋnet.Gecenin ilk όηte biri.

ΗαεσΟϊΓΙ

Kesmek.Devşirmek.Parmaklarıyla sağmak.

εσΟσΘσ ΗαΤμΑσ άάάφάά εσΟϊΘσΗπ

Saηaklı,dallı budaklı oldu.Dal sarktı.

ΚσεΟψσΘσ

Uzun kirpikli.Bol tόylό.

ΗαΓεϊΟσΘ (Μ) ευΟϊΘρ

Sarkık.

ΗαεσΟϊΘΗΑ ευΟϊΘρ

Kirpik.Saηak.

ΗαευΟϊΘ (Μ) ΓεΟΗΘ

Dal-budak.Dallı-budaklı olmayan uzun ağaη.

ΗαεσΟσΘ (Μ) ΓεΟΗΘ ζ εφΟΓΘ

Bir nevi at yόrόyόşό.

ΗαεσνϊΟσΘσμ

Develerin όzerine yerleştirilen portatif ηatır.

ΗαεσζϊΟσΜυ (Μ) εζΗΟΜ

Dόşmek,yıkılmak.Kόkremek.Zayıflamak.Yıkmak.Kırmak.Teperek yόrόmek.

εσΟψσ ΗαΝΗΖΨυ άάάφάά εσΟψπΗ

Yıkmak. Kırmak. Teperek yόrόmek. 

ζ ά ΗαΘδΗΑσ άάάυάά εσΟψπΗ ζ ευΟυζΟπΗ

Korkuttu.

εσΟσψΟε

(=)

ΚσεσΟσψΟε

Zayıf buldu.

ΗΣϊΚσεσΟψε

Boşa gitmek.(-o):Boşa gidermek.

εσΟσΡσ άάάυάά εσΟϊΡσ ζ εσΟσΗΡπΗ

Ötmek,böğόrmek.Çocuk tatlıca konuşmak.Şarap köpόk atmak.Sόt kaymak tutmak.

ζ ά ΗαΘσΪνΡυ ζ ΗαΝγΗγ άάάφάά εσΟϊΡπΗζ εσΟφνΡπΗ

İptal etti,boşa giderdi.Aşağı dόşόrdό.Kanını helal kıldı.

ΓσεϊΟσΡΗ ΗαΤμΑσ

Boşa giden hόkόmsόz.

ΗαεσΟϊΡυ

(=)Aşağılık kimseler.

ΗαεσΟσΡυ

Girmek.Yönelmek.Atmak.Elli yaşına yaklaşmak.Tembel ve aciz olmak.

εσΟσέσ Εανε άάάυάά εσΟϊέΗπ

Yaklaştı.(-alβ):Çıktı.(-ilβ):Sığındı.(-li):Karşıladı.

ΓσεϊΟσέσ

Yόkseldi.Sıηrayıp kalktı.(-li):Ortaya atıldı.Yaklaştı.(-o):Hedef edindi.

ΗΣϊΚσεϊΟσέσ

Yόksek yer.Atış hedefi.Futbol kalesi.Ağır ayaklı,tenbel.

ΗαεσΟσέ (Μ) ΓεΟΗέ

Ötmek.Ağlamak.(-o):Sarkıtmak.

εσΟσασ ΗαΝΗγυ Γζ ΗαΫαΗγυ άάάφάά εσΟφναΗ

Yıkmak.Kanını helal görmek.Eskitip yamamak.Vurup belini kırmak. 

εσΟσγσ ΗαΘδΗΑσ άάάφάά εσΟϊγΗπ

Sβkin olmak.Ahmak olmak.(-o):Öldόrmek.Söz vererek aldatmak. Gönlόnό yapmak.Sulh yapmak.Gömmek.

εσΟσδσ έαΗδ άάάφάά ευΟυζδΗπ

Kavga ve savaşı bıraktı.

εΗΟδ έαΗδΗπ

Sulh yaptılar.Mόtareke yaptılar.İşler yoluna girdi.

ΚεΗΟδ Ηαήζγυ

Sulh,mόtareke,sόkϋnet.Gevşeme.

ΗαευΟϊδΙ (Μ) ευΟσδ

Öten kuş.Çavuş kuşu.

ΗαευΟϊευΟ

Doğru yolu bulmak.Yoluna girmek.(-o):Yol göstermek.(-o,li,ilβ):Yol tarif etmek,yol göstermek.

εσΟσμ έαΗδρ άάάφάά ευΟπμ ζ εσΟϊνπΗ ζ εφΟΗνΙπ

Mekkeye kurbanlık sevk etti.(-ilβ):Hediye verdi.(-li):Hediye verdi.

ΓεϊΟσμ ΗαεσΟϊμσ Γζ ΗαεσΟφμψσ Εαμ ΗαΝΡγ

Hediyeleştiler.Yemeklerini getirip bir yerde yediler.Sulh yaptılar.Şiirle yerdi.

εΗΟσμ έαΗδρ έαΗδπΗ

Doğru yolu buldu.Doğru yolu aradı.Doğru yol όzerinde durdu.

ΗεϊΚσΟσμ νσεϊΚσΟσμ ζ νσεφΟψσμ ζ νσεσΟσμ

Allahın isimlerinden.Yol gösteren.Boyun.Arslan.

ΗαεσΗΟφμ (Μ) ευΟσΗΙρ

Önde olan.Çıkıntı.Değnek.Su iηinden sivrilen kaya.

ΗαεΗΟνΙ (Μ) εσζσΗΟς

Gόndόz.Yol.Doğru yol.İtaat ve kulluk.

ΗαευΟσμ

Kabeye sevk edilen kurbanlık deve.Saygı değer kişi.Hal ve gidiş.

ΗαεσΟϊμ

(=)

ΗαεσΟϊνΙ

(=)Yön.Maksad.

ΗαεφΟϊνΙ

Saygı değer kişi.Gelin.Kabeye sevk edilen kurbanlık deve.Esir.

ΗαεσΟφμψ

Gelin.Hediye.

ΗαεσΟφνψΙ (Μ) εΟσΗνΗ