Vasfını soylemek, nitelemek. |
äóÚóÊóå ÜÜÜóÜÜ äóÚúÊðÇ |
Vasıf. |
ÇáãóäúÚóÊõ (Ì) ãóäÇÚöÊ |
Vasıf, nitelik, îyi cins. |
ÇáäøóÚúÊ (Ì) äõÚõæÊ |
İyi, kıymetli. |
ÇáäøóÚöíÊ |
Koyun. : Yaban sığırı. |
ÇáäøóÚúÌóÉ (Ì) äöÚÇÌñ |
Bağırmak, genzinden ses çıkarmak.Muhalefet etmek, diretmek.' |
äóÚóÑó ÜÜÜóÜÜ äóÚúÑðÇ æ äóÚöíÑðÇ æ äõÚÇÑð |
Su dolabı. |
ÇáäøóÇÚõæÑóÉ |
Geniz. |
ÇáäøõÚúÑóÉ |
(=) Mavi bir sinek. |
ÇáäøõÚóÑóÉ |
ımızganmak. Uyku basmak. |
äóÚóÓ ÜÜÜóÜÜ äóÚúÓðÇ æ äóÚóÓðÇ æ äõÚÇÓðÇ |
S. m: Zayıf ve önemsiz olmak. Durgun olmak. |
Ýåæ äÇÚöÓñ (Ì) äõÚøóÓñ æ åì äÇÚöÓóÉñ |
Uyku başlangıcı, : ımızganma. Uyku basma. |
ÇáäøõÚÇÓ |
Dikmek, : doğrultmak, kaldırmak. Fakirlik veya tehlikeden kurtarmak. Yaşatmak, müreffeh kılmak. Ölüyü taşımak. |
äóÚóÔó ÇáÔìÁó ÜÜÜóÜÜ äóÚúÔðÇ |
Silkindi, gayrete : geldi. Toparlandı, düzeldi. . |
ÇäúÊóÚóÔó |
Sal tahtası, tabut. |
ÇáäøóÚúÔ |
Bağırmak, azarlamak. (—fî) : Gürültü koparmak. |
äóÚóÞ ÇáÑøóÇÚì ÈÛäãå ÜÜÜóÜÜ äóÚúÞðÇ æ äóÚöíÞðÇ æ äõÚóÇÞðÇ |
Papuç :giydirmek. Hayvanı nallamak. |
äóÚóá ÝáÇäðÇ ÜÜÜóÜÜ äóÚúáÇð |
Ayakkabıcılık. Nalbantlık. |
ÇáäøöÚóÇáóÉ |
Papuç. : Nal. Bitek olmayan kaba arazi. |
ÇáäøóÚúáõ (Ì) äöÚÇáñ |
Yumuşak olmak. Parlak ve güzel olmak. Müreffeh olmak. (—bi) ı Sevinmek. |
äóÚöãó ÇáÔìÁõ ÜÜÜóÜÜ äóÚóãðÇ æ äóÚúãóÉð æ äóÚíãÇ |
Yumuşak :olmak.' |
äóÚõãó ÜÜÜõÜÜ äõÚõæãóÉ |
Çekimi olmayan: bir medih fi'lidir: «ne iyi, ne güzel.» Sonuna bazan «mâ» gelir: |
äöÚúãó (ÝóäöÚöãøóÇåöìó) |
Lütuf ve ihsanda ; f liİ) bulundu. Müreffeh oldu. Rüzgâr hafif esti. (— âlâ bi) : Verdi. (— Ü): Evet dedi.' ' (— o) : Müreffeh kıldı. . Bir şeyi iyice ve hakkiyle yaptı. |
ÃäúÚóã |
Refah içinde oldu. (— fi) : Yalınayak yürüdü. (— o) : Araştırdı. Israrla sürdü. |
ÊäÚøóã |
Bağış, lütuf. |
ÇáÅöäúÚÇã |
Lûtufkâr. Çok iyilik eden. |
ÇáãöäÚÇãõ |
Yumuşak. |
ÇáäøóÇÚöã |
Deve : kuşu. Çölde dikili yol nişanı. Gölgelik. |
ÇáäøóÚÇãóÉ (Ì) äóÚóÇãñ æ äóÚóÇÆã |
Deve,: sığır, koyun. |
ÇáäøóÚóã (Ì) ÃäúÚóÇãñ æ ÃäÇÚíã |
«Evet». |
äóÚóãú |
Mal, servet. Düşkünlük. |
ÇáäøóÚúãÇÁ (Ì) ÃäúÚõãñ |
(=) |
ÇáäøõÚãóì |
Refah. İkram. |
ÇáäøóÚúãÉ |
Lûtfedilen şey, nimet. İyi durum. İyilik. |
ÇáäøöÚúãóÉ (Ì) äöÚóãñ æ ÃóäúÚõãñ |
Nimet. İyi durum, : refah. |
ÇáäøóÚöíã |
Nane. |
ÇáäøóÚúäóÇÚ æó ÇáäøõÚúäõÚ |
Birinin ölüm haberini duyurmak. Teşhir etmek. |
äóÚóì ÝáÇäðÇ ÜÜÜóÜÜ äóÚúíðÇ æ ¡ äÚöíðøÇ |
Birinin aleyhinde kötü söz söyledi. |
ÃäúÚóì Úáíå ÞÈíÍðÇ |
Ölüm haberi. |
ÇáãóäúÚóì æ ÇáãóäúÚÇÉ (Ì) ãóäÇÚò |
Ölüm haberini yayan. |
ÇáäøóÇÚì (Ì) äÇÚæä æ äõÚóÇÉñ |
Ölüm haberi. |
ÇáäøóÚöìøõ (Ì) äóÚóÇíÇ |