SÜSmek, toslamak. Defetmek,gidermek. |

äóØóÍóå ÇáËøóæÑõ æ äÍõæå ÜÜÜóÜÜ äóØúÍðÇ

Vuruştu, toslaştı.

äÇØóÍóå

Gökdelen, yüksek apartman.

ÇáäøóÇØÍÉ (Ì) äæÇØöÍõ

Süsülüp toslanarak ölmüş hayvan.

ÇáäøØöíÍ æ ÇáäøóØöíÍÉ (Ì) äóØúÍóì æ äóØóÇÆÍñ

Bağ v.b.: bekçisi.

ÇáäøÇØöÑ (Ì) äõØøóÇÑñ æ äóØóÑóÉñ

(=)

ÇáäøóÇØæÑ (Ì) äóæóÇØöíÑ

Bostan korkuluğu.

ÇáäøõØøóÇÑ

Casus.

ÇáäøóÇØöÓ

Maharetli doktor.

ÇáäøóØóÇÓìøõ

(=) Dkikatle inceleyen.

ÇáäøóØöÓ

Yarısı yenip sofraya bırakılan yiyecek.

ÇáäøõØóÇÚóÉõ

Üzerinde mahkûm öldürülen deri. Ağız tavanı.

ÇáäøóØúÚö æ ÇáäøóØóÚõ (Ì) ÃõäúØóÇÚñ æ äõØõæÚ

Damlamak. (—o) : Dökmek. Yarmak. Bulaştırmak. Bir kusurla ittiham etmek.

äóØóÝ ÜÜÜöÜÜ äóØúÝðÇ æ äõØõæÝðÇ æ äöØÇÝðÇ æ äóØóÇÝÇäðÇ

Berrak su. Damla., Meni.

ÇáäøõØúÝóÉ (Ì) äöØóÇÝñ æ äõØóÝñ

Söylemek konuşmak. Ses çıkarmak.

äóØóÞó ÜÜÜöÜÜ äõØúÞðÇ æ ãóäúØöíÞðÇ

Konuşturdu. Kuşak bağladı.

äØøóÞóå

Konuşmasını istedi. Konuştu. *

ÇÓúØóäúØóÞóå

Sorguya çeken.

ÇáãÓÊäØöÞ

Söz. Mantık ilmi.

ÇáãóäúØöÞ

Kemer, kuşak.

ÇáãöäúØóÞ

(=) Bölge.

ÇáãöäúØóÞóÉ (Ì) ãóäóÇØöÞ

Sözden anlaşılan mana.

ÇáãóäúØõæÞ

Güzel konuşan.

ÇáãöäúØöíÞ

Açık, seçik. Düşünen.

ÇáäóøÇØöÞ

Kemer. Önlük. Çerçeve, sınır.

ÇáäøöØóÇÞ (Ì) äõØõæÞ

Söz. Anlayış.

ÇáäøõØúÞ

Verdi. -

ÃäúØóì