Davet etmek. ( — o): Ölünün iyiliklerini saymak.

äóÏóÈó ÝáÇäðÇ Åáì ÇáÃãÑ ÜÜÜõÜÜ äóÏúÈðÇ

Gönderdi.

äóÏøóÈóå ááÃãÑ

Kolay oldu. Ortaya çıktı. ( — li) : Sür'atle icabet etti. (—o li) : Davet etti.

ÇäúÊóÏóÈó ÇáÔìÁõ

Elçi. Delege. Müstahap.

ÇáãóäúÏæÈ

Çabuk: Zarif. Mendüp. .

ÇáäøóÏúÈ (Ì) äõÏõæÈñ æ äõÏóÈóÇÁ

Geniş.

ÇáãóäúÏõæÍÉ (Ì) ãóäóÇÏíÍ

Genişlik, rahatlık.

ÇáäõøÏúÍóÉ

Deve kaçmak. (— an) : Hatırdan çıkmak, unutulmak. Kaideye uymamak.

äøÏøó ÇáÈÚíÑõ æ äÍæõå ÜÜÜöÜÜ äóÏøðÇ æ äõÏõæÏðÇ

(bi) : Ayıplarını : ortaya koydu. (— o) : Sürüyü dağıttı. Sesini yükseltti.

äóÏøóÏ

Eş, denk.

ÇáäøöÏøõ (Ì) ÃäúÏóÇÏñ

(=)

ÇáäøóÏíÏ (Ì) äõÏóÏÇÁ æ ÃóäúÏóÇÏñ

Düşmek, :dökülmek. Yerinden çıkmak. Nadir ve kıymetli olmak. Söz fasîh olmak.

äóÏóÑ ÇáÔìÁõ ÜÜÜõÜÜ äõÏõæÑðÇ

Nadir bir iş yaptı. : (—o) : Düşürdü. İşine son verdi. Yerinden çıkardı.

ÃóäúÏóÑ

Güzel söz. Nadir, tek.

ÇáäøóÇÏöÑóÉ (Ì) äæÇÏöÑ

Maden içindeki altın ve gümüş parçası. Azlık.

ÇáäøóÏúÑóÉ

Deve sür'atle gitmek. (—bi) : Akıtmak, dökmek. Ut v.b. çalmak. (—o): Pamuk atmak.

äóÏóÝóÊ ÇáÏøóÇÈÉõ ÜÜÜöÜÜ äóÏúÝðÇ æ äóÏóÝÇäðÇ

Hallaç yayı ve tokmağı.

ÇáãöäúÏóÝ

Hallaç. Çalgıcı.

ÇáäøóÏøóÇÝ

Mendil.

ÇáãóäúÏöíá (Ì) ãäÇÏíá

Pişman olmak. Hayıflanmak.

äóÏöãó Úáì ÇáÃãÑ ÜÜÜóÜÜ äóÏóãðÇ æ äÏÇãÉð

S. muş.

Ýåæ äÇÏöãñ (Ì) äõÏøÇã æ åì äÇÏãÉ (Ì) äæÇÏã æ åæ äóÏúãÇä æ åì äóÏúãÇäÉ æäóÏúãóì (Ì) äóÏóÇãì

Eğlence ve içki : arkadaşlığı yaptı.

äÇÏóãóå

İçkiye otur- : dular.

ÊóäÇÏã ÇáÞæãõ

Kolaylaştı.

ÇäúÊóÏã ÇáÃãÑõ

Pişmanlık.

ÇáãóäúÏóã

İçki ve eğlence arkadaşı.

ÇáäøóÏöíã (Ì) äöÏóÇãñ æ äõÏóÇãÇÁ

Mecliste' : toplanmak. (— o): Meclise . toplamak.

äóÏóÇ ÇáÞæãõ ÜÜÜõÜÜ äóÏúæðÇ

Islan. : mak. Çiğ düşmek. Cömert olmak. Ses yükselmek ve nağme ile uzamak.

äóÏöì ÇáÔìÁõ ÜÜÜóÜÜ äóÏðì æäóÏóÇæóÉ

Cömert ve vergili-: gür oldu. Sesi güzel oldu. (~o): Islattı.

ÃäúÏóì

Ortaya çıktı. : (— o): Seslendi, çağırdı. Mecliste beraber oturdu.Müşavere etti, danıştı. Övündü. Sır verdi.

äÇÏóì ÇáÔìÁõ

Islattı. Atı koşturup terletti.

äóÏøóì ÇáÔìÁó

Toplantı yeri, meclis. Lokal, ku-lüp. Aile.

ÇáäøóÇÏì (Ì) ÃäúÏöíóÉñ æ äóæóÇÏò

Çiğ.: Yağmur. Cömertlik, iyilik.

ÇáäøóÏóì (Ì) ÃäúÏóÇÁñ æ ÃóäúÏöíóÉñ

Meclis. Bir konu-: yu görüşmek üzere toplanan cemaat.

ÇáäøóÏúæóÉ

(=)

ÇáäøóÏöìø