«Vazgeη, bırak.» |
γσεϊ |
Kalbdeki kan. Ruh, can. Öz. |
ΗαγυεϊΜσΙυ |
Yaymak, sermek. Hazırlamak. |
γσεσΟσ ΗαέφΡσΗΤσ άάάσάά γσεϊΟπΗ |
Kolaylaştı. – Muktedir oldu, imkβn buldu. |
ΚσγσεψσΟσ αε ΗαΓγΡυ |
Yatak. Dόz, alηak arazi. Nehir yatağı. |
ΗαγφεΗΟυ (Μ) ΓγϊεφΟσΙρ ζ γυευΟρ |
Beşik. Dόz arazi. |
ΗαγσεϊΟυ (Μ) γυευζΟρ |
Kadına mehir tesbit etmek. Mehir vermek. |
γσεΡσ ΗαγσΡϊΓσΙσ άάάσάά γσεϊΡπΗ |
Maharet ve beceriklilik kazanmak. |
ζ ά ΗαΤμΑσ ζ ένε ζ Θε άάάυάά γσεσΗΡΙπ |
Yόzdό. (–fξ): Maharet kazandı. |
ΚσγεψσΡσ |
Evlenme sırasında kadına bu isimle ödenen meblağ. |
ΗαγσεϊΡυ (Μ) γυευζΡρ ζ γυευζΡσΙ |
İlk doğan tay, sıpa v.b. |
ΗαγυεϊΡ (Μ) ΓγϊεσΗΡρ γ γφεσΗΡρ ζ γφεΗΡΙ |
Şenlik, bayram. |
ΗαγφεϊΡσΜΗδυ |
Kireη gibi beyaz renkli insan. |
έεζ Γγεή ζ εμ γσεϊήΗΑ (Μ) γυεϊήρ |
Ağır ve yavaş olmak. |
γσεσασ έμ έΪαε άάάσάά γσεαΗ |
Acele etmedi, mόhlet verdi. |
Γγϊεσασε |
(=) Yavaş ol dedi. |
γσεψσασε |
Yavaş ol, acele etme. |
γσεϊαΗπ |
Erimiş maden. İnce katran. Cerahat. |
Ηαγυεϊα |
Ağırlık, yavaşlık. Kόl iηindeki ateş bakiyesi. |
ΗαγυεϊασΙ |
«Her ne zaman, her ne, ne.» |
γεγσΗ |
Çöl. Kurak yer. |
Ηαγσεγσευ (Μ) γεσΗγφευ |
İş edinmek, işinde ηalışmak. (–o): Yormak. Elbiseyi iş gόηte kullanmak, önem vermemek. |
γσεσδ ΗαΡψσΜαυ άάάυάά γσεϊδπΗ ζ γσεϊδπΙ ζ γφεϊδσΙ |
Âciz ve zayıf olmak. |
γσευδ άάάυάά γσεσΗδσΙ |
İş edindi. (–o): Önem vermeden kullandı. |
ΓγϊΚσεσδσ |
İş, zanaat. |
ΗαγφεϊδσΙ |
Yaban ineği. Gόneş. Billϋr. |
ΗαγσεσΗΙυ (Μ) γεπΗ ζ γσεσζΗΚ |