«Kim, her kim, o kimse ki.» |
ãäú |
«Den, dan, sebebiyle, karşılık.» |
ãöäú |
Bağışlamak, vermek. İğreti vermek. |
ãóäóÍóåõ ÇáÔìÁó ÜÜÜóÜÜ ãóäúÍð |
Bahşiş, atıyye. İğreti verilen şey, emanet. |
ÇáãöäúÍóÉõ |
Den«beri, de, da» |
ãõäúÐõ æ ãõÐ |
Vermemek, mahrum etmek. Himaye etmek, korumak. |
ãóäóÚóå ÇáÔìÁó æ ãäå ÜÜÜóÜÜ ãóäúÚðÇ |
Korunmuş ve arkalı olmak. Çetin olmak. |
ãóäõÚ ÝáÇä ÜÜÜõÜÜ ãóäóÇÚóÉ |
Yapmamak mevzuunda mücadele etti. |
ãÇäóÚóå ÇáÔìÁó |
Mümkün olmadı. (–an): Vazgeçti, yapmadı. (–bi): Kuvvet kazandı. |
ÇãúÊóäóÚó ÇáÔìÁõ |
Cimri. Engel. |
ÇáãÇäöÚõ (Ì) ãóäóÚÉ |
Korunma, muafiyet. |
ÇáãóäóÇÚÉ |
Kuvvet, üstünlük. |
ÇáãóäúÚóÉõ |
Vermeyen mani olan. |
ÇáãóäõæÚ |
Korunmuş, muafiyet sahibi. Kuvvetli, dayanıklı. |
ÇáãóäöíÚõ (Ì) ãõäóÚÇÁõ |
İyilikte bulunmak. Başa kakmak. – Eksilmek. (–o): Âciz bırakmak, yormak. Kesmek. |
ãäøó Úáíå ÜÜÜõÜÜ ãóäøðÇ |
Başa kakarak incitti. |
ÇãúÊóäóø Úáì ÝáÇä |
Kuvvetli. Bir kimsenin yanında en kıymetli olan şey. |
Çáããäæä |
Kudret helvası. Eski bir ölçek. |
Çáãóäøõ |
Kuvvet. |
ÇáãõäøóÉõ (Ì) ãõäóäñ |
İyilik başa kakma. |
ÇáãöäøóÉõ (Ì) ãöíäóäñ |
Allahın isimlerinden: çok veren. Başa kakan. |
ÇáãóäøóÇäõ |
Çok başa kakan. Zenginliğinden dolayı bir kadınla evlenen. Zaman. Ölüm. |
Çáãóäæä |
Takdir etmek. Mübtelâ kılmak. |
ãóäóì Çááóøåõ ÇáÃãÑó ÜÜÜöÜÜ ãóäúíðÇ |
Mine’ye geldi. Menisi geldi. (–o): Menisini getirdi. Kanattı. |
Ããúäóì |
Temenni ettirdi. |
ãäøóì ÇáÑøóÌõáó ÇáÔìÁó æ ÈÇáÔìÁ |
Tasavvur etti, olmasını istedi. Uydurdu. |
Êóãóäøóì ÇáÔìÁó |
Arzu, ideal. |
ÇáÃõãúäöíøóÉõ (Ì) ÃãÇäìøõ |
(=) |
ÇáãõäúíóÉõ (Ì) ãõäðì |
Erlik suyu. |
Çáãóäöìõø (Ì) ãõäúìñ |
Ölüm. |
ÇáãóäöíøóÉõ (Ì) ãóäÇíÇ |