Durmak, eğlenmek, beklemek.

مَكَثَ بالمكان ـــُــ مُكْثًا و مَكَثًا

Acele etmedi, bekledi.

تمكَّث

Aldatmak.

مَكرَهُ وبه ـــَــ مَكْرًا

S.müş. Aldatma cezası vermek. (–o): Açık kırmızıya boyamak. Sulamak.

فهو ماكر و مكَّار و مَكُور

İhtikâr yaptı.

مَكَّرَ

Hile, aldatma. Açık kırmızı. Arslan kükremesi.

المَكْرُ

Eksilmek. (–o): vergi koymak ve toplamak.

مَكَسَ الشىءُ ـــِــ مَكْسًا

Fiyatı indirmesini istedi. Münakaşa etti.

ماكَسَه فى البيع

Vergi, gümrük.

المَكْس (ج) مُكُوسٌ

Emilmiş ilik.

المُكاك

Su tası. Bir ölçek. (1,5 sa’lık.) Mekik.

المَكُّوك

Saygılı olmak, büyük tanımak.

مكُنَ فلانٌ عندالناس ـــُــ مكانةً

S.müş.

فهو مَكيِنٌ (ج) مُكَنَاء

Gücünü yetirdi, muktedir kıldı. (–o): kolayına geldi.

أمْكنَه من الشىءِ

Muktedir kıldı, imkân verdi. (–o): Makine ile dikti.

مَكَّنَ له فى الشىءِ

Şan ve şerefi yüce oldu. (–o): Yerleşti. (–min): Muktedir oldu, elde etti.

تَمَكَّنَ عندالناس

(=)

اسْتَمْكَنَ من الشىء

Mebni olmayan kelime.

المُتَمَكِّن

 

المَكان انظر : ك و ن

Yer. Değer. Şeref. Vakar.

المَكانة (ج) مكانات

Keler, çekirge v.b. yumurtası.

المَكِن (ج) مَكِنات

Makina tamircisi. Otomatik. Muntazam.

المَكَنُّى

Güç, kudret, kuvvet.

المُكْنَة

İmkan. Güç. Şeref. Yer. Makina.

المَكِنة (ج) مَكِنَات و مِكان

Islık çalmak.

مَكا ـ مُكاءً و مَكْوًا

Çoban aldatan kuşu.

المُكَّاء (ج) مَكاكىّ