Acıtmak, incitmek, yakmak. Ağırına gitmek. Sorumak, emmek. |
ãóÖøóåõ ÜÜÜõÜÜ ãÖøðÇ æãÖíÖðÇ |
Ağzında çiğnemek. |
ãóÖóÛó ÇáØÚÇãó æ ÛíÑå ÜÜÜõÜÜ ãÖÛðÇ |
Çene kemiği. |
ÇáãóÇÖöÛõ |
Çiğnemek. Bir çiğnem. |
ÇáãóÖóÇÛõ |
Lokma, bir çiğnem. Diyetsiz yara. |
ÇáãõÖúÛóÉ (Ì) ãõÖóÛñ |
Uyku bastı. Çok uyudu. (–o fî): Çalkaladı. (–o): Yıkadı. |
ãóÖúãóÖó ÇáäÚÇÓõ Ýì Úíäå |
Geçmek. Gitmek. (–alâ): Devam etmek. Tesir etmek. – Kesin olmak. |
ãóÖóì ÇáÔìÁõ ÜÜÜöÜÜ ãõÖöíðøÇ |
Öldü. |
æ Ü ÝáÇäñ ÓÈíáóå æ ÈÓÈíáå |
Devam ettirdi, yerine getirdi, infaz etti. Alış verişi yürüttü, tamamladı. |
ÃãúÖóì ÇáÍõßúãó æÇáÃãÑó |
Geçmiş zaman. Keskin kılıç. |
ÇáãóÇÖöì (Ì) ãóæóÇÖò |