|
Kemiğin çiğnenmesi mümkün olan yumuşak başı. Köprücük kemiği ve başı. Taşlı yol. |
ÇáãõÔóÇÔÉ (Ì) ãõÔóÇÔñ |
|
Taramak. Karıştırmak. Yere atılan tohumu tapanla gömmek. |
ãóÔóØó ÇáÔøóÚúÑó ÜÜÜõÜÜ ãóÔúØðÇ |
|
Tarayıcı, kuaför. |
ÇáãóÇÔöØóÉ |
|
Tarakçı |
ÇáãóÔøóÇØ |
|
Tarak. |
ÇáãöÔúØõ (Ì) ÃãúÔÇØñ æ ãöÔóÇØñ |
|
(=) Dokunma tarağı. Ayağın tarak kemikleri. Kürek kemiği. Tapan. Kalkan balığı. |
ÇáãõÔúØõ |
|
Harf yazmak. Sür’atle yazmak. Çabuk olmak. (–o): Kamçılamak. Sert elbise vücudu dalamak. Çekip uzatmak. İnceltmek parçalamak. |
ãóÔóÞ Ýì ÇáßÊÇÈÉ ÜÜÜõÜÜ ãóÔúÞðÇ |
|
Atıştı, yaka paça oldu, sövüştü. |
ãÇÔóÞóåõ |
|
Kaptı. Sağdı. Sıyırdı. |
ÇãúÊóÔóÞó ÇáÔìÁó |
|
Kırmızı çamur. Örnek yazı. |
ÇáãóÔúÞõ |
|
Zerdali, kayısı. |
ÇáãöÔúãöÔõ |
|
Müshil. |
ÇáãóÔóÇÁ æ ÇáãóÔúæ æ ÇáãóÔõæøõ |
|
Yürümek, gitmek. Sürüsü çok olmak. |
ãóÔóì Ü ãóÔúíðÇ |
|
Söz taşımak. |
ãóÔóì ÈÇáäøóãíãÉ |
|
Beraber yürüdü, uydu. |
ãÇÔÇå |
|
Deve, sığır, koyun sürüsü. (En çok sonuncuda kullanılır.) |
ÇáãóÇÔöíóÉ (Ì) ãóæóÇÔò |
|
Piyade birliği. Yayalar. Söz taşıyanlar. |
ÇáãõÔóÇÉ |