|
Genişledi. |
ÇãúÊóÏóÍó |
|
Övgü şi’ri. |
ÇáãóÏöíÍõ (Ì) ãóÏÇÆöÍõ |
|
Gündüzün aydınlığı yayılmak. Devam etmek. (–o):Artırmak. Yardım etmek. Kalemi hokkaya batırmak. Genişletmek. Uzatmak. Mühlet vermek. Harfi uzatarak okumak. |
ãóÏøó ÇáäøóåÇÑõ ÜÜÜõÜÜ ãóÏøðÇ |
|
Alacaklıyı oyaladı. Bir şeyi kendine doğru çekti. |
ãóÇÏóøåõ |
|
(o): Yardım diledi. |
ÇÓúÊóãóÏøó |
|
Başkasına yardımı dokunan şey. Boşlukta yer kaplayan şey. bir şeyi meydana getiren kök, parça ve kısımlar. |
ÇáãÇÏøóÉ (Ì) ãæÇÏøó |
|
Maddecilik, materyalizm. |
ÇáãÇÏöøíóøÉõ |
|
Mürekkep. Gübre. Örnek. Yol. |
ÇáãÏÇÏ (Ì) ÃãöÏøÉ |
|
Sel, çok su. Mesafe. Nehir yüksekliği. |
ÇáãóÏøõ |
|
Iraklılara göre iki rıtıllık bir ölçek (832gr.) |
ÇáãõÏøõ (Ì) ÃãúÏóÇÏñ æ ãöÏÇÏñ |
|
Kuvvet. Yardım. Asker. |
ÇáãóÏóÏõ |
|
Hemze üzerine konan uzatma işareti. |
ÇáãóÏøÉõ |
|
Vakit, zaman. |
ÇáãõÏøÉõ (Ì) ãõÏóÏñ |
|
Uzun. |
ÇáãóÏöíÏõ (Ì) ãõÏõÏñ |
|
Çok. |
ÇáãóãúÏõæÏõ |
|
Özlü çamur. |
ÇáãóÏóÑõ |
|
Çadırda değil de evlerde sâkin olanlar. |
Ãåá ÇáãóÏóÑ |
|
Kerpiç v.b. ile yapılmış köy, şehir. |
ÇáãóÏóÑóÉõ (Ì) ãóÏóÑñ |
|
Şehirli veya medenî hayat yaşadı. (–o): Şehir bina etti. |
ÊãÏøóäó |
|
Şehir Medine. |
ÇáãóÏöíäÉõ (Ì) ãóÏóÇÆöäõ æ ãõÏõäñ |
|
Yaşlandı. (–o): Mühlet verdi. |
ÃãúÏóì ÝáÇäñ |
|
Bir müddet geçinmek. |
ãóÇÏóÇåõ ãõãóÇÏÇÉð |
|
Sonuna kadar devam etti. (–bi): Uzun sürdü. Geri kaldı. |
ÊãóÇÏì Ýì ÇáÇãÑö |
|
Mesafe. Sınır, had. |
ÇáãóÏóì |
|
(=) Büyük bıçak. |
ÇáãõÏúíóÉõ (Ì) ãõÏðì |