Münakaşa etmek. Sert davranmak. Düşmanlık etmek. Ağzının bir tarafına ilâç koymak. (-an): Men’etmek

áóÏøó ÝáÇäðÇ ÜÜÜõÜÜ áóÏøðÇ

(o): Ağzına ilâç koydu.

ÇáÊóÏóø

Sert, mücadeleci hasım.

ÇáÃóáóÏøõ (Ì) áõÏñø æ áöÏóÇÏ

Çok münakaşa eden. Ağzın bir tarafına konan ilâç. Ağız ve boğaz ağrısı.

ÇááøóÏõæÏõ (Ì) ÃáöÏøóÉñ

Yılan sokmak. Birine dille tecavüz etmek.

áóÏóÛóÊúåõ ÇáÍóíøóÉ ÜÜÜóÜÜ áóÏúÛðÇ æ ÊóáúÏóÇÛðÇ

mf.

Ýåì æ åæ áóÏöíÛñ (Ì) áóÏúÛóì æ áõÏóÛóÇÁ

Dövmek, tokatlamak. Yamamak, düzeltmek.

áóÏóãó ÇáÔìÁó ÜÜÜöÜÜ áóÏúãðÇ

Yama.

ÇááøöÏóÇãõ

Zaman ve mekân zarfıdır: “de, da, yanında, zamanda”.

áóÏõäú

Yaşıt.

ÇáöøáÏóÉõ (Ì) áöÏóÇÊ

Zaman ve mekân zarfıdır.

áóÏóì

Lezzetli olmak.

áóÏøó ÇáÔìÁõ Ü áóÐóÇÐðÇ æ áóÐóÇÐóÉð