Toplanmak Azalmak.(-fi): Girmek.(-o): Yakından toplamak Ardından gitmek Yaklaşmak

كَثَبَ الشىءُ ـــُــ كَثْبًا

Toplanmış az şey Ova

الكُثْبَةُ (ج) كُثَبٌ

Eğri büğrü uzun kum yığını

الكَثِيبُ (ج) أكْثِبَةٌ و كُثُبٌ و كُثْبانٌ

Çoğalmak, çok olmak

كَثُرَ الشىءُ ـــُــ كُثْرًا و كَثْرَةً

s.müş.

فهو كَثْر و كثير و كُثَار

Malı çoğaldıÇok verdi, çok getirdi.(-o): Çok yaptı

أكْثَرَ الرجلُ

Malı çoğaldı Çoklukla birbirine övündüler.(-o): Çok gördü

تَكاثَرَتْ اموالُه

Çok gördü, çok saydı.(-min):Çoğunu istedi.(-o):Çok yaptı

اسْتَكْثَرَ الشىءَ

Yarıdan fazla, 

الاَكْثَرُ

çok, çoğu

الكُثْرُ

Çok sayıda. Büyük hayır ve iyilik Cömert kişi

الكَوثَرُ

Geveze

المِكْثارُ المِكْثِيرُ

Kalın ve sık olmak Birbirine girip birleşerek çoğalmak, kalınlaşmak

كَثُفَ الشىءُ ـــُــ كَثافَةً

Yoğunluk ölçen alet

المِكْثافُ

İmbik

المُكَثِّفُ