Takip etmek, izini gütmek

قَفَرَ الاَثرَ ـ فقْرًا

Azalmak Saç dökülmek Zayıflamak

فَقِرَ المالُ ـ فَقَرًا

Çöle gitti Katıksız yedi Acıktı Yalnız başına kaldı Issız kaldı Issız buldu

أفْقَرَ

Issız çöl Koşu için anasından ayrılmış öküz

القَفْرُ (ج) قِفَارٌ

Issız çöl

القَفْرَةُ

Sıçramak Ölmek

قَفَرَ الظَّبىُ و نحوُه ـ قَفْرًا و قَفَزَانًا

Eldiven

القُفَّازُ (ج) قَفَافيز

Eskiden kullanılmış, mikdarı yer yer değişen ölçek.(18kg) Kilit dilinin geçtiği yuva 144 zira’ uzunluğundaki mesafe

القَفيزُ (ج) أقْفِزَةٌ وقُفْزَانٌ

Hoplamak Sıçramak Oynamak Çıkmak.(-o): Yan yana getirmek. Ayaklarını bir araya getirip bağlamak Acıtmak Ağrıtmak

قَفَصَ ـــِــ قَفْصًا

Kafes

القَفَصُ (ج) أقْفَاصٌ

Kaftan

القُفطانُ

Altına gizlenerek kaleye yaklaşmakta kullanılan bir nevi müteharrik siper

القَفْعُ

Kısa Yüksek ve sarp arazi Karabulut Baltanın sap deliği

القُفُّ

Büyük küfe, zenbil Kayık

القُفَّةُ

Zayıflamak Kurumak Avdet etmek.(fi): Çıkmak.(-o): İhtikâr yapmak. Tahmin etmek

قَفَلَ الفرسُ ـــِــ قُفُولاً

Geri döndü.(-o): Kilitledi Kuruttu.(-alâ):Topladı

أقْفَلَ

Kafile konvoy

القَافِلَةُ (ج) قوافِلُ

Kilit Cimri

القُفْلُ (ج) أَقْفَالٌ و قُفُولٌ

Ensesine vurmak Ensesinden kesmek Takip etmek, İzlemek İzini silmek.(-o bi): Tercih etmek

قَفاه ـــُــ قَفْوًا

Kapladı Yok etti.(-o): Kafiyeli yaptı.(-o,bi): Arkasından gönderdi, peşine düşürdü

قَفَّى على الشىءِ

Uydu peşine, düştü Seçti

اقْتَفاهُ

Ense Geri

القَفَا (ج) أقْفَاءٌ و فُفِىٌّ

(=)Kafiye

القافِيَةُ (ج) قَوَافٍ