Ayakta iken oturmak Fidanın kökü olmak.(-li): Önem vermek Hazırlamak.(-bi): Oturtmak.(-an): Vazgeçmek Yapıp durmak(yardımcı fiil)

قَعَدَ ـــُــ قعودًا

Binek edindi.(-0 an): Men’etti

اقْتَعَدَ الدَّابَة

Önem vermedi Emekliye ayrıldı

تقاعَدَ عن الامر

İşe önem vermeyen, ihmal eden Çocuktan, hayızdan veya evlenme arzusundan kesilen kadın Hububat dolu çuval

القاعِدُ (ج) قَوَاعِدُ

Temel Kaide

القاعِدَةُ (ج) قواعِدُ

Kamerî ayların on birincisi

ذو القَعْدَة (ج) ذوات القَعْدة

Oturak. Binmek

القُعْدَةُ

Meclis arkadaşı Muhafız Baba Yavru çekirge

القَعِيدُ

Oturmak Oturak

المَقْعَدُ (ج) مقاعِدُ

Koyun yavrusunu düşürmek.(-o): Dibine inmek Sökmek. Kabı dibine kadar içmek Yere çarpmak

قَعَرَت الشَّاةُ ـــَــ قَعْرًا

Kökünden söküldü

انْقَعَرَ

Dip İç

القَعْرُ (ج) قُعُورٌ

Çıkık göğüslü olmak Dayanıklı ve kıymetli olmak

قَعِسَ ـــَــ قَعَسًا

Göğsünü öne itti.(-an):Geri kaldı, gecikti At serkeş oldu

تقاعَسَ

Çıkık göğüslü oldu Geri geri gitti Serkeş oldu

اقْعَنْسَسَ

Hareket ederken ses çıkardı Patladı Göçtü.(-o): Sallayıp ses çıkarttı

قَعْقَعَ الشىءُ

Silah sesi Sıtma Kuru hurma Bozuk yol

القَعْقَاعُ

Eğri burun

القُعْنُبُ

Oturağı üzerine oturup bacaklarını kıvırarak dikti Köpek kendine mahsus oturuşla oturdu Burnu kemerli oldu.(-o): Atı geri bastırdı

أقْعَى

Demir veya ağaçtan mamûl yük çekme makarası

القَعْوُ (ج) قُعِىٌّ