Hepsi Toplu halde

قاطبةً

Değirmen iği Eksen Kutup Dayanak, tutanak

القُطْبُ (ج) قطوبٌ و أقْطابٌ و قِطَبَةٌ

Damlamak, sızmak(-fi): süratle gitmek.(-o): Akıtmak Damlatmak Yere vurmak Develeri katar haline sokmak katranlamak dikmek.

قَطَرَ الماء و الدَّمْعُ غيرُهما ـــُــ قَطْرًا وقَطَرانًا

Damlattı.Damıttı. Konvoy ve katar haline soktu

قَطَّرَ الماءَ

Damıtma işi, süzme Suyunu çıkarma

الاستِقطارُ و التَّقْطِيرُ

Lokomotif

القَاطِرَةُ

Deve katarı Tren

القِطَارُ (ج) قُطُرٌ

Yağmur Damla

القَطْرُ (ج) قِطَارٌ

Kenar, köşe, bölge,mıntıka Yan Çap

القُطْرُ (ج) أقْطارٌ

Damla Nokta

القَطْرَةُ (ج) قَطَرَات

Damlalık

القَطَّرَةُ

Vagon

المَقْطُورَةُ

Hırsız Dikenli bir bitki Ateş böceği Kara sevda hastalığı

القُطْرُبُ

Kesmek Yontmak Fiyatı yükseltmek

قَطَّ الشىءَ ـــُــ قَطًّ

Hiç olmadı, yapmadı.

قَطّ

Ancak bu kadar

فَقَطْ

Bana, sana ... yeter

قَطْنى و قَطْكَ

Kedi Pay, hisse Senet makbuz Hesap defteri Kitap

القِطُّ (ج) قِطَاطٌ و قِطَطَةٌ

Kıvırcık (saç)

القَطَطُ

Kuş göç etmek(-bi): Kendini iple boğmak.(-o):Kesmek.Meyvesini toplamak. Unu elemek Terketmek, bırakmak Yürüyüp geçmek.

قَطَعَت الطَّيْرُ ـــَــ قُطُوعًا

Meyve kesim zamanı geldi. Tavuğun yumurtası kesildi.(-o): Münazarada susturdu Bir miktar arazi verdi

أقْطَعَ

Küstü, alakasını kesti Ücret tayin ederek iş verdi

قاطَعَ فلانًا

Kesti Şaraba su kattı

قَطَّعَهُ

Bir parça ayırdı. Kendine ayırdı.

اقْتَطَعَ من الشىء قِطْعَة

Vakti geçti Nehir kurudu Kesildi

انْقَطَعَ الشىءُ

Sohbetinden ayrılmadı 

و ـ إلى فلان

Parçalandı, ayrıldı

تَقَطَّعَ الشىءُ

Ne yapacaklarını bilemediler

و ـ بهم الاسبابُ

Bir arazinin mülkiyeti ve yalnız menfaat ve tasarrufu hükümdar tarafından bağış yoluyla bir kimseye verilmesi Derebeylik Beylik

الإقْطاع

Derebeyi, bey

الاِقْطَاعىُّ

Kalıp Keskin tesirli

القاطِعُ (ج) قُطَّعٌ و قُطَّاعٌ

Gecenin bir miktarı İki yarı çap arasında kalan daire kesiti Parça

القِطَاعُ

Dal parçası Gecenin bir kısmı

القِطْع (ج) أ قطاع و قُطو عٌ

Parça

القِطْعَة

Kesilmiş Dal Baston Sürü Benzer Eş Nefes darlığına tutulmuş

القَطِيعُ (ج) قُطْعَانٌ و قِطَاعٌ و قُطَعاء

Küsme, ayrılma, alaka kesme Parça Hükümdarın başladığı arazi

القَطِيعة (ج) قَطائع

Göçmen kuşlar Kesici düşler

القَوَاطع

Seçilmiş parçalar

المُقَطَّعات

Son hudud Geçit Hece

المَقْطَعُ (ج) مقاطع

At tembel ve ağır ayaklı Olmak

قَطَفَتِ الدَّابةُ ـــُــ قِطَافًا

Kesmek, devşirmek Yüzünü tırmalamak

و ـ الشىءَ ـــِــ قَطْفًا و قِطَافًا

Kadayıf

القَطَائـف

Devşirilen yemişi Koparılmış salkım

القِطْفُ (ج) قِطافٌ و قُطُو فٌ

Saçaklı örtü, elbise Kadife

القَطِيفَةُ (ج) قَطَائِـفُ و قُطُفٌ

Doğan nev’inden çakır

القَطَامُ

(=)

القَطَامِىُّ

(=)Keskin şarap Keskin görüşlü adam

القُطَامِىُّ

Çekirdeği kaplayan ince zar Önemsiz, az şey

القِطْمِيرُ

Kalmak, ikamet etmek.(-o): Aldatmak

قَطَنَ فى المكان و به ـــُــ قُطُونًا

Pamuk

القُطْنُ

Kuş Kuyruğunun kökü Sırtın alt kısmı Mecûsi âteşgedesine bakan ve ateşini yakan adam

القَطَنُ (ج) أقْطَان

Kabak Ağaç gibi gölgesi olmayan nebat

اليَقْطِينُ

Bağırtlak kuşu

القَطَاةُ (ج) قَطًا و قَطَوَات