(=) Çiçek ve meyve çıktı. Bulut boşandı. Şişmanlıktan yarıldı.

ÊóÝóÞóøÃó

Su çukuru.

ÇáÝóÞøó (Ì) ÝõÞõæ åñ

Çiçek ve yaprak açmak. Köpek yavrusu ilkin gözünü açmak. (-o): Yarmak.

ÝóÞóÍó ÇáäøóÈÇÊõ ÜÜÜóÜÜ ÝóÝúÍðÇ

Gonca.

ÇáÝóÇÞóÍóÉõ (Ì) ÝõÞøóÇÍñ

Kaybetmek. Ziyan etmek.

ÝóÞóÏó ÇáÔìÁ ÜÜÜöÜÜ ÝóÞúÏðÇ æ ÝöÞúÏóÇäðÇ

Kaybetti. Aradı.

ÃÝúÊóÞóÏó ÇáÔìÁ

Aradı. İnceledi.

ÊÝóÞóÏó ÇáÔìÁ

Kayıp.

ÇáÝÞöíÏõ

Kazmak. Delmek. Kırmak.

ÝóÞóÑó ÇáÃÑÖó ÜÜÜõÜÜ ÝóÞúÑðÇ

Omurgası sağlam oldu. (-o): Av yaklaştı. İğreti verdi. Fakir kıldı.

ÃÝúÞóÑó

Fakir oldu. (-ilâ): Muhtaç oldu.

ÇÝúÊóÞóÑó

Çukurlu oldu.

ÊóÝóÞøóÑóÇÊ ÇáÃÑÖõ

Belâ, musibet.

ÇáÝóÇÞöÑóÉõ (Ì) ÝæÇÞöÑ

Omurga dizisinden her biri.

ÇáÝóÞóÇÑóÉõ (Ì) ÝóÞóÇÑñ

Yokluk, ihtiyaç. Yarık. Kesik. Düşünce. İhtiras.

ÇáÝóÞúÑõ (Ì) ãóÝÇÝöÑõ æ ÝõÞõæÑñ

Omurga kemiği.

ÇáÝóÞúÑóÉõ (Ì) ÝóÞóÑóÇÊñ

(=) Alâmet, tepe. Fıkra. Cümle. Mısra. Kanun maddesi. Nükte.

ÇáÝöÞúÑóÉõ (Ì) ÝöÞóÑñ æ ÝöÞöÑóÇÊ

Fidan için açılan çukur. Gömleğin boyun kısmı.

ÇáÝõÞúÑóÉõ (Ì) ÝõÞóÑñ

Omurgası kırık. Musluk, lüle. Yoksul. Derviş.

ÇáÝøóÞøóíÑõ (Ì) ÝÞÑÃÁ æ ÝõÞõÑñ

Ansızın ölmek. Sıçramak. Terslemek. Civcivi çıkarmak için yumurtayı kırmak. Öldürmek. Zorla almak. Tuzakla kuş tutmak.

ÝóÞóÓó ÜÜÜöÜÜ ÝõÞõæÓðÇ

Bir nevi kanun, hıyar.

ÇáÝóÞøóæÓõ

Sadece, bu kadar. Başka değil.

ÝóÞøóØú

Sade renkli olmak. (Daha çok sarıda kullanılır.) (-o): Yarmak.

ÝóÞóÚó Çááøóæúäõ ÜÜÜóÜÜ ÝóÞãðÇ æ ÝõÞõæ ÚðÇ

Saçmaladı. (-o): Sarıya boyadı. Mafsalları çıtlattı. Patlattı.

ÝóÞøóÚó

Sade renk. (sarı)

ÇáÝóÇÞöÚõ (Ì) ÝóæóÇÝöÚõ

Fâcia.

ÇáÝÇÞöÚóÉõ (Ì) ÝóæóÇÞöÚõ

Bira.

ÇáÝõÞøóÇÁõ

Su kabarcığı.

ÇáÝõÞøóÇÚóÉõ (Ì) ÝÞÇÞíÚõ

İş büyümek, zararlı hâl almak.

ÝóÞõãó ÇáÃãÑõ ÜÜÜõÜÜ ÝóÞóÇãóÉð æ ÝõÞõæ ãðÇ

İyi anlamak.

ÝóÞöåó ÇáÃãÑ ÜÜÜóÜÜ ÝóÞóåðÇ æ ÝöÞúåðÇ

S. müş.

Ýåæ ÝóÞöåñ

Anlayışlı olmak. Fakih olmak.

ÝóÞõåó ÜÜÜõÜÜ ÝóÞóåóÉð

Anlayış, zekâ.

ÇáÝóÞóÇåóÉõ

(=) İlim. İslâm hukuku ilmi.

ÇáÝöÞúåó

Anlayışlı, âlim. İslâmî ilimlerde mütehassıs.

ÇáÝóÞöåõ (Ì) ÝÞåÇ