Hafifçe üflemek. Geğirmek. Şiş inmek. (-o): Su kırbasını boşaltmak. Memeyi tamamen sağmak. Kilidi anahtarsız açmak. |
ÝóÔøó ÜÜÜõÜÜ ÝóÔøóÇ |
Ahmak. İnce bükülmüş ve kaba dokunmuş elbise. Su birikintisi. |
ÇáÝóÔø |
Birbirine kız veya kız kardeşlerini vermek üzere anlaşma. Tenbellik. |
ÇáÝöÔóÇÛó |
Gevşemek, korkmak. (-an): Geri durmak. (-fî): Muvaffak olmamak. |
ÝóÔöáó ÜÜÜóÜÜ ÝóÔóáÇð |
S. müş. |
Ýåæ ÝóÔöáñ æ ÝóÔúáñ (Ì) ÃÝúÔÇáñ |
Aktı. Yabancı yerden evlendi. |
ÊóÝóÔøóáó |
Tahtırevan perdesi. |
ÇáÝöÔúá |
Ortaya çıkmak, yayılmak. (-alâ): İşi dağılmak. – Çoğalmak. |
ÝóÔÇ ÜÜÜõÜÜ ÝóÔúæðÇ æ ÝõÔõæøóÇ |
Genişledi. Dağıldı. Sirayet etti. |
ÊóÝóÔøì |
Faşist. |
ÇáÝÇÔìø |