Yarmak. Eskitmek. Çatlatmak. Ayırmak.

ÝóÒóÑó ÇáËøóæúÈó æ äÍæå ÜÜÜöÜÜ ÝóÒúÑðÇ

Çıkıntı, kanbur.

ÇáÚõÒúÑóÉõ

Korkmak. (-an): Uzaklaşmak, vazgeçmek. – Faal ve zeki olmak. Yara akmak.

ÝóÒøó ÜÜÜóÜÜ ÝóÒøóÇ æ ÝóÒøóÇÒóÉ

Korkutmak, rahatsız etmek.

æ ÝáÇäðÇ ÜÜÜõÜÜ ÝóÒøóÇ

Korkudan hoplattı. Rahatsız etti.

ÇÓúÊóÝúÒóåõ

Hafif adam. Yaban ineğinin yavrusu.

ÇáÝóÒøó (Ì) ÃÝúÒóÇÑñ

Korkmak. (-ilâ): Sığınmak, yardım dilemek. (-min): Uyanmak.

ÝóÒöÚó ÜÜÜóÜÜ ÝóÒóÚðÇ

S. müş.

Ýåæ ÝóÒöÚñ

Korkuttu. Yardım etti, imdadına koştu. (-min): Uyarttı.

ÃÝúÒóÚóåõ

Korkusu giderildi.

ÝõÒøóÚó Úäå

Korku. Sığınma, yardım dileme.

ÇáÝóÒóÚó (Ì) ÃÝúÒøóÇÚñ

İmdad dileyen. İmdada koşan.

ÇáÝóÒöÚõ

Sığınak.

ÇáãóÝúÒóÚõ