Bela, musibet.

ΗαέσΟφΝσΙ (Μ) έσζσΗΟφΝυ

Hayvanların ağzını kapamak iηin konan ağızlık. Su kırbasının ağzına takılan sόzgeη.

ΗαέφΟσΗγυ

Saban. Boyunduruk. 4200 m² lik saha.

ΗαέψσΟσΗδυ (Μ) έΟΗΟνδ

Köşk.

ΗαέσΟσδυ (Μ) ΓέϊΟσΗδρ

Mal veya başka bir şey karşılığında bir kimseyi kurtarmak.

έσΟσΗευ έσΟψσμ ζέφΟπμ ζ έφΟσΗΑ

İri bedenli oldu. (-o) : Oyun oynattı. Fidye kabul etti.

ΓσέϊΟσμ

Fidyesini verdi. Esirin fidyesini kabul edip serbest bıraktı. Mόbadele yolu ile esiri serbest bıraktı.

έσΗΟσΗευ γυέσΗΟσΗΙ ζέφΟσΗΑσ

Canını vererek birini kurtardı. Canım sana feda olsun dedi.

έσΟψσΗε ΘδέΣε

Fidye verip canını kurtardı. (-o) : Fidye mukabilinde serbest bıraktı.

ΗέΚΟμ

Esir v.b. ni kurtarmak iηin verilen bedel v.b. Bazı ibadetlerdeki kusurlardan dolayı Allah iηin fakirlere verilen meblağ. Kurban.

ΗαέφΟσΗΑυ

(=)

ΗαέφΟσνσΙυ (Μ) έφΟπμ