Ansızın oluvermek, başa gelivermek. |
έσΜσΓευ ΗαΓγϊΡ άάάφάά έσΜϊΛπΗ ζ έσΜϊΓΙπ ζ έυΜσΗΑσΙπ |
(=) |
έΗΜσΓευ γυέσΗΜσΓΙπ ζέΜφΗΑσ |
Ansızın başa gelen şey. |
ΗαέσΜϊΓΙυ ΗαέυΜσΗΑΦΙυ |
Ayaklarının arasını aηmak. (-o) : Yayı germek. Yarmak. |
έσΜψσ άάάυάά έσΜπΗ |
Geniş yol. |
ΗαέυΜσΗΜυ |
Hamlık, ham. |
ΗαέσΜσΗΜσΙυ |
Geniş yol. |
ΗαέσΜψυ (Μ) έφΜΗΜρ ζ Γσ έφΜψσΙρ |
Ham, olmamış. |
ΗαέφΜψσ |
Vadi. |
ΗαέυΜψσΙυ |
Azmak, gόnaha dalmak. Bozulmak. Yemin ve sözόnde yalancı ηıkmak. Haktan yan ηizmek. (-o) : Yarmak. (-min) : Hastalıktan iyileşmek. |
έσΜσΡσ άάάυάά έσΜϊΡπΗ ζ έυΜυζΡπΗ |
Çok kötόleşti. (-o) : Yarıp su ηıkardı. Bombanın fitilini ateşledi. |
έσΜψσΡσ |
Bozuldu, gόnahkβr oldu. Su fışkırıp aktı. Sabah oldu. (-alβ) : Baskın yaptı. |
ΗδϊέσΜσΡσ |
Allah emrinden ηıkan, gόnahkβr. Yalan. |
ΗαέΗΜφΡυ (Μ) έυΜψσΗΡρζ έσΜσΡσΙρ |
Tan yerinin ağarması, sabah. |
ΗαέσΜϊΡυ |
Patlayıcı maddeler. |
ΗαγΚέΜψσΡΗΚ |
Şiddetle birinin canını acıtmak, όzmek. |
έσΜσΪσευ άάάσάά έσΜϊΪπΗ |
Musibetten dolayı acı duydu. |
ΚσέσΜψσΪσ |
İnsanı keder ve όzόntόye boğan musibet, felaket. |
ΗαέΗΜφΪσΙυ (Μ) έζΗΜφΪυ |
(=) |
ΗαέσΜφΪσΙυ (Μ) έΜΗνΪυ |
Turp. |
ΗαέυΜϊαυ |
İki şey arasındaki genişlik, geniş yer. Avlu. |
ΗαέσΜΑζσΙυ (Μ) έφΜσΗερ ζ έυΜσΗ ζ έσΜσζσΗΚρ |