Örtmek. Gizlemek. Kusurunu örtmek, affetmek. Ucuzlatmak. |
ÛóÝóÑó ÇáÔìÁ Ü ÛóÝúÑðÇ æ ÛõÝúÑóÇäðÇ æ ãÛÝÑÉð |
Af diledi. |
ÇÓúÊóÛúÝóÑóå Çááå ÐäÈå æ ãä ÐäÈå æ ÇÐäÈå |
Bir nevi kadın baş örtüsü. İkinci kat bulut. Bir çeşit miğfer. |
ÇáÛöÝóÇÑóÉõ (Ì) ÛÝÇÆÑ |
İnce tüyler. Çok. |
ÇáÛóÝöíÑõ |
Bazı meşe ağaçlarından akan zamk ve şıra. |
ÇáãöÛúÝóÇÑõ (Ì) ãÛÇÝíÑË |
Zırh şeklinde örülüp baş örtüsünün altına konan şey. |
ÇáãöÛúÝóÑõ (Ì) ãóÛÇÝöÑõ |
Birden hücum etmek. Birden ortaya çıkmak. Çok içmek. Uyur gibi yapıp söz dinlemek. |
ÛóÝóäó ÝáÇäñ ÜÜÜöÜÜ ÛóÝúÞðÇ |
Dikkatsizlik etmek, ihmal etmek, uyanık bulunmamak. |
ÛóÝóáó Úä ÇáÔìÁ ÜÜÜõÜÜ ÛõÝõæ áÇð æ ÛóÝúáóÉð |
Gafil oldu. Nişan koymadı. Gafil kıldı. Gafil avladı. |
ÃÛúÝóáó ÇáÔìÁ |
Bilerek ihmal etti. Habersiz ve gafil göründü. |
ÊóÛóÇÝóáó |
İyiliği umulmayan, kötülüğünden de korkulmayan adam. Soysuz adam. Boş zar. Hâlî ve metrûk arazi, yol. Damgasız hayvan. Toy kişi. Ham madde. Şairi meçhul şiir. Müellifi bilinmeyen kitap. |
ÇáÛõÝúáõ (Ì) ÃÛÝÇá |
Bolluk ve müreffeh hayat. |
ÇáÛóÝóáõ |
Aptal. |
ÇáãõÛóÝóáõ |
Imızganmak. Suyun üstünde yüzmek. |
ÛóÝóÇ ÜÜÜõÜÜ ÛóÝúæðÇ æ ÛõÝõæðÇ |
(=) Ağacın dalları sarktı. Harmandaki saman üzerinde uyudu. |
ÃÛúÝóì |
Hafif uyku. Imızganma. |
ÇáÅÛúÝóÇÁÉõ |
Harmandaki saman. Kepek. |
ÇáÛóÝóÇ |
Siper, pusu. Imızganma. |
ÇáÛóÝúæóÉõ |
Yiyeceği yabancı maddelerden temizlemek. |
ÛóÝóì ÇáØøóÚÇãó ÜÜÜöÜÜ ÛóÝúíðÇ |
Imızganmak. |
ÛóÝóì ÜÜÜóÜÜ ÛóÝóì |
Harmandaki saman yiyecekteki çer çöp. Kıymetsiz, düşük. Bir hurma hastalığı. Düşkün insan. |
ÇáÛóÝóì (Ì) ÃÛúÝóÇÁ |
Buğday kırıntısı. |
ÇáÛõÝóÇÁ |