Dil ve kuyruk kökü : kuvvet. Keler deliği.

العَكَدَةُ - (ج) -عَكَدٌ

Dönmek geri gelmek

عَكَرَ ـــُــ -عَــكْرًا -و -عُكُورًا

Bulanmak

عَكِرَ -الماء -و -نحوهُ ـــَــ -عَكَرً

Geldi gitti. Rucu etti. Karıştı. Çoğaldı. Gece çok karanlık oldu.

اعتَكَرَ

Dişi güvercin

العِكرِمَةُ

Tersine çevirmek. Başını sonuna getirmek. Ters tarafa çekmek. Yere koyup sıkıştırmak. Hayvanın yularını ayağına bağlamak. (-ala o ) : geri çevirmek.

عَكَسَ -الشىء -ـِ -عَكْسًا

Çatıştı. Yaka paça oldu

عاكسَهُ

Transformatör

العاكِسُ

Devenin başından ayağına bağlanan ip

العِكاسُ

Örümcek

العُكَاشَةُ -و -العُكَّاشَة

Deriyi tabaklamak : hasmı yenmek. Hapsetmek.

عَكَظَ -الشىءَ ـــِــ -عَكْظًا

Cahiliye devrinde kurulan bir panayır

عُكاظٌ

Bir yerde kalmak :ibadet için kalmak. (-ala) : bir şeye bağlanmak, ayrılmamak.(-o) : etrafında toplanmak. Men’etmek.

عَكَفَ -فى -المكانِ -ـــُــ -عَكْفًا -و -عُكُوفًا

Eğip büktü, kıvırdı. Men’etti.

عَكَّفَ -الشىءَ

İbadet veya başka bir şey için bir yerde devamlı kaldı.

اعْتَكَفَ -فى -المَكانِ

Şiddetli sıcak

العَكَكُ -و -العَكُّ -و -العَكَّةُ

Semizlenmek. Beklemek. (-o) : İp ile bağlamak. Yaygının içine bir şeyi koyup etrafını toplamak. Ağzını bağlamak. Hayvanın üzerine tay ve çuval bağlamak.

عَكَمَ ـــِــ -عَكْمًا

İp, sicim

العِكامُ - (ج) -عُكْمٌ

İçinde yük bulunan bez ve çuval

العِكْمُ - (ج) -أعْكَامٌ

Göbek kıvrımı

العُكْنَة

Kuyruğun dibi, dil kökü. Çene çukuru.

العَكْوة - (ج) -عُكًا

Kuyruk dibi, dil kökü. Her şeyin kalını, büyüğü. Bükülmüş ip

العُكْوة - (ج) -عُكًا -و -عِكاء