|
Deve otlağını değiştirmek.(-o) : Arkasından gelmek,yerine geçmek. kirişle bağlamak. |
ÚóÞóÈóÊö -ÇáÅÈáõ -ÜÜÜõÜÜ -ÚõÞõæÈðÇ |
|
Adam bir çocuk bıraktı. İşin sonu iyi oldu. Birinden sonra diğerini getirdi.(-an) : Döndü (-o) : Peşinden geldi, yerine geçti. İyiliğe ayniyle mukabelede bulundu. |
ÃÚúÞóÈó -ÇáÑÌáõ |
|
Birinden sonra diğerini yaptı.(-o) : Peşinden geldi. Cezalandırdı. |
ÚÇÞÈ -Èíä -ÇáÔíÆíä |
|
Hakkının peşine düştü. Bir namazdan sonra diğeri için oturup bekledi.(-fi) : İşi gayretle takip etti. (-ala) : Yanlışlarını meydana koydu. Hücum etti,döndü. Kadı selefinden başka türlü hükmetti. (-o) : Peşinden geldi ,yerine geçti. Haksızlık etti. Bağladı |
ÚóÞøóÈó |
|
(-ala) : yardımlaştı. (-o) : hapsetti. Alakoydu. Peşinden geldi,yerine geçti. Kendi sırasında yaptı. Ceza veya mükafat verdi. |
ÇÚÊóÞóÈó |
|
Peşi peşine oldu (-fi) : Nöbetleşe yaptı.(-ala) : Yardımlaştı |
ÊÚÇÞÈó |
|
(-bi) : Tekrarladı.(-min) : Pişman oldu. (-o) : Araştırdı, tetkik etti. Muaheze etti. |
ÊóÚóÞøÈó |
|
(o) : hatasını aradı. (-min o) : Karşılık gördü. |
ÇÓúÊóÚÞóÈó |
|
Son sonuç. Arkadan gelen. İkinci dereceden rütbe taşıyan. Mükafat |
ÇáÚÇÞöÈ |
|
Nesil. Mükafat : son sonuç |
ÇáÚÇÞÈÉ |
|
Kartal |
ÇáÚõÞóÇÈ - (Ì) -ÃÚÞõÈñ -æ -ÚöíÞúÈóÇä |
|
Son,sonuç. Tesir.Durum. |
ÇáÚõÞóÈ - (Ì) -ÃÚÞÇÈ |
|
Kiriş yapılan sinir. |
ÇáÚóÞóÈ - (Ì) -ÃóÚÞÇÈ |
|
Topuk. Son,sonuç. Evald. Arka. |
ÇáÚóÞöÈ - (Ì) -ÃÚÞÇÈ |
|
Ahiret. Son, sonuç. Ceza mükafat. Karşılık. |
ÇáÚõÞúÈóì |
|
Son : nöbet. Karşılık. Yemeğin üstüne yene tatlı vb. Gece gündüz. |
ÇáÚõÞúÈóÉõ - (Ì) -ÚõÞÈñ |
|
Sarp: yokuş |
ÇáÚóÞóÈóÉõ - (Ì) -ÚöÞóÇÈñ |
|
Ceza |
ÇáÚõÞõæÈóÉ |
|
Arkadan gelen. Takip eden. |
ÇáÚóÞöíÈ |
|
Ceza veren. Öc alan |
ÇáãõÚóÇÞöÈ |
|
Gece ve gündüz melekleri. Tespih okuma |
ÇáãõÚóÞóÈóÇÊ |
|
Sıvı : katılaşmak donmak. Çiçek yemişe dönmek. (-li ala) : vali ve amir tayin etmek. (-o) : Düğüm vurmak. Bir şeyi diğerine sağlamca tutturmak. Takviye etmek. Bağlamak. |
ÚóÞóÏó -ÇáÓÇÆáõ -Üö -ÚóÞúÏðÇ |
|
İp vb. dolaşmak. Dil dolaşmak, tutulmak . |
ÚóÞöÏó -ÇáÔìÁ ÜÜÜóÜÜ -ÚóÞóÏðÇ |
|
Katılaştırdı,dondurdu |
ÃÚúÞóÏó -ÇáÓÇÆáó |
|
Andlaştı |
ÚÇÞóÏóå |
|
Bağladı takviye etti. Katılaştırdı. Sözü anlaşılmaz şekilde söyledi. |
ÚóÞøóÏóåõ |
|
Sertleşti katılaştı : sabit ve samimi oldu. (-o) : düğümledi bağladı. Başına tuğ takta. Gerdanlık edindi. tasdik ve kabul etti. Elde etti. |
ÇÚúÊóÞóÏó |
|
Bağlandı, düğümlendi. Kesinleşti |
ÇäúÚóÞóÏó |
|
Andlaştılar |
ÊÚÇÞóÏó -ÇáÞóæãõ |
|
Düğümlendi. Sertleşti. Kümeleşti. Sağlamlaştı. Cümle yanlış kurulduğundan anlaşılmaz oldu. |
ÊóÚóÞóøÏó |
|
Bina kemeri. And. Akit. 10,20,30,...90’a kadar onluk sayılar. |
ÇáÚóÞúÏõ - (Ì) -ÚõÞõæÏñ |
|
Gerdanlık |
ÇáÚöÞúÏõ - (Ì) -ÚõÞõæÏñ |
|
Düğüm : tutan ve tespit eden şey. Cemaat topluluk. Valilik. Dil tutukluğu. Mal mülk. Ağacı ve otu bol olan yer. Kesinlik ,Sözde kapalılık. |
ÇáÚõÞúÏóÉõ - (Ì) -ÚõÞóÏñ |
|
Katı : Kaymakam veya albay rütbesinde subay . |
ÇáÚÞíÏõ |
|
Şüphe kabul etmez. İnanç ve hüküm. İman. |
ÇáÚÞíÏóÉõ - (Ì) -ÚóÞóÇÆöÏõ |
|
Salkım |
ÇáÚõäúÞõæÏõ |
|
Kadın veya erkek nesilsiz olmak. (-o) : başını kesmek. Yere yıkıp boğazlamak için bir ayağını kesmek. Boğazlamak. Eğer sırtı yaralamak. Isırmak. |
ÚóÞóÑóÊö -ÇáãÑÃÉõ -æ -ÇáÑøóÌõáõ -Üö -ÚóÞúÑðÇ -æ -ÚõÞúÑðÇ |
|
Ev tarla gibi mülk. Her şeyin iyisi |
ÇáÚóÞóÇÑõ - (Ì) -ÚóÞóÇÑÃÊñ |
|
Yara bere izi : kök esas mahalle . |
ÇáÚóÞúÑõ |
|
Asıl kök : Evin ortasında. Otun iyisi. Şüphe ile vat’ edilen kadına verilen mehir. Kasidenin en iyi beyti,şah beyt. |
ÇáÚõÞúÑõ - (Ì) -ÃÚúÞóÇÑñ |
|
Hamileliği önleyen ilaç : kor . |
ÇáÚõÞõÑõ - (Ì) -ÃÚúÞóÇÑñ |
|
Kuduz : çok ısıran |
ÇáÚóÞõæÑõ - (Ì) -ÚõÞõÑñ |
|
Isırılmış şey. Kesik bacak. Ses. |
ÇáÚóÞöíÑóÉõ - (Ì) -ÚóÞóÇÆöÑõ |
|
Akrep : pabuç bağı. Şiddetli soğuk. Bir burç. |
ÇáÚóÞúÑóÈõ |
|
Saç örgülerini bağlayan ip |
ÇáÚöÞóÇÕõ - (Ì) -ÚõÞõÕñ |
|
Kıvrılıp bağlanmış saç., simon topuz. |
ÇáÚöÞúÕóÉ - (Ì) -ÚöÞóÕñ -æ -ÚöÞóÇÕñ |
|
(=) |
ÇáÚÞíÕóÉõ - (Ì) -ÚóÞóÇÆÕõ -æ -ÚöÞóÇÕñ |
|
Saç tokası : taç kıvırma aleti. |
ÇáãöÚúÞóÇÕõ |
|
Saksağan |
ÇáÚóÞúÚóÞõ |
|
Saksağan,kağıt ve kumaşın çıkardığı ses. |
ÇáÚóÞúÚóÞóÉõ |
|
Eğri büğrü |
ÇáÇóÚúÞóÝñ |
|
Ucu eğri demir |
ÇáÚóÞúÝóÇÁ |
|
Gebe kalmak |
ÚóÞóøÊú -ÃäËì -ÇáÍíæÇä -Üö -ÚóÞóÞðÇ -æ -ÚóÞóÇÞðÇ |
|
Şimşek çakmak. Çocuğun ilk traşını yapmak. (-an) : akika kurbanı kesmek.(-o) : yarmak. |
æ - -ÇáÈÑÞõ ÜÜÜõÜÜ -ÚóÞøÇ |
|
(o) : Anne ve babaya itaatsizlik etmek |
æ - -ÃÈÇå -ÚóÞøóÇ -æÚõÞõæÞðÇ |
|
Muhalefet etti |
ÚÇÞóåõ |
|
Siyah kıymetli bir taş. Selin yardığı vadi. Yeni doğan çocuk ve yavrudaki saç kılı |
ÇáÚóÞöíÞõ - (Ì) -ÃÚöÞøóÉõ |
|
Yeni doğan ve yavrudaki saç,kıl. Doğan çocuk yedinci gün traş edilirken kesilen kurban. Hendek. |
ÇáÚóÞöíÞóÉõ - (Ì) -ÚÞÇÆÞõ |
|
Gerçeği anlamak,bilmek. Çocuk anlayış ve temyiz yaşına ulaşmak. Gölge çekilmek. (-ila) : sığınmak korunmak. (-o) : çelme takıp düşürmek. Önlemek. Diyet ödemek. İshali önlemek. |
ÚóÞóáó ÜÜÜöÜÜ -ÚóÞúáÇð |
|
Kabız olmak. Dili tutulmak : diyet almak. (-o an) : mani olmak. (-o) : tevkif etmek. Çelme takıp düşürmek. Ayağını kıvırıp arkasına getirmek. |
ÇÚúÊóÞóáó |
|
Akıllı |
ÇáÚóÇÞöáõ - (Ì) -ÚõÞóÇáñ -æ -ÚõÞóáÇÁ |
|
diyet verenler, asabe. |
ÇáÚóÇÞöáóåõ |
|
Deveyi bağladıkları ip. Genç yiğit deve. Arapların baş örtüsü üzerine bağladıkları çift kordon. |
ÇáÚöÞÇáõ - (Ì) -ÚõÞõáñ |
|
Akıl. Kalp. Muhakeme kabiliyeti. Diyet. Kale sığınak. |
ÇáÚóÞúáõ - (Ì) -ÚõÞõæáñ |
|
Kapalı iffetli hanım. Kıymetli zevce. Cemiyet başkanı. |
ÇáÚóÞöíáóÉõ |
|
Hapishane |
ÇáãõÚúÊóÞóáõ |
|
Kale : sığınak. |
ÇáãóÚúÞöáõ - (Ì) -ãÚóÇÞöáõ |
|
Nesli kesik olmak |
ÚóÞóãóÊö -ÇáãÑÇÉõ -æ -ÇáÑøóÌõáõ ÜÜÜõÜÜ -ÚóÞúãðÇ -æ -ÚõÞúãðÇ |
|
Nesli kesik |
Ýåæ -ÚÞöíãñ - (Ì) -ÚõÞóãóÇÁõ -æ -ÚöÞóÇã -æ -åì -ÚÞíãñ - (Ì) -ÚÞóÇÆãõ -æ -ÚõÞõãñ |
|
Bozuştu |
ÚÇÞóãóåõ |
|
Dezenfekte etti |
ÚóÞóãó -ÇáÔìÁ |
|
Dezenfekte |
ÇáÊóÚúÞöãõ |
|
Halis altın |
ÇáÚöÞúíÇä |