Ölmek : Bozulmak. Kırılmak. (-alâ) :Kızmak.

عَطِبَ ـــَــ -عَطَبًا

Pamuk

العُطْبُ

Güzel koku .ıtır bitkisi.

العِطْرُ - (ج) -عُطُورٌ -و -أعْطارٌ

Güzel kokulu

العَطِرُ

Esans satan

العَطّارُ

Aksırmak, Ölmek, Sabah olmak

عَطَسَ -الرَّجُلُ -ـِ -عَطْسًا -و -عُطاسًا

Susamak : (-ila)Arzu etmek

عَطِشَ ـــَــ -عَطَشًا

S.müş.

فهو -عاطِشٌ -و -عَطِشٌ -و -عطْشَانُ -و -عَطْشَانٌ

وهى -عاطشَةٌ -و -عَطِشَةٌ -و -عَطْشَى -و -عَطْشَانَةٌ

Enine veya boyuna yarmak. Yere çarpmak.

عَطَّ -الثَّوْبَ ـــُــ -عَطَّا

Meyletmek,eğilmek (-o) : Dönmek. (-an): Vazgeçmek. (-ala) : Şefkat ve merhamet beslemek. hHamle etmek. Atfetmek.

عَطَفَ ـــِــ -عَطْفًا -و -عُطُوفًا

Akrabalık. Şefkat. Duygu. Atıf edatı.

العَاطِفَةُ - (ج) -عاطفات -و -عواطِفُ

Palto

العِطافُ - (ج) -عُطُفٌ -و -أعطفةً

Yan.yolun ortası

العِطْفُ - (ج) -أعْطَافٌ -و -عِطَافٌ -و -عُطُوفٌ

Palto

المعطَفُ - (ج) -معاطِف

Viraj

المَنْعَطفُ

Boş olmak.işsiz olmak

عَطِلَ -ـــَــ -عَطَلاً -و -عُطْلاً -و -عُطٌولاً

Başı boş bıraktı. Terk etti. Zinetini soydu. İhmal etti.

عَطَّلَ -الإبلَ

İşsizlik : tatil,

العُطْلَةُ

Deve içtikten sonra suya çökmek : (-o) :Deriye tuz ve şap sürmek.

عَطَنَتِ -الإبلُ -ـِ -عُطُونًا

Tabaklamak için deriye sürülen tuz ve şap

العِطَانٌ

Deve yatağı

العَطَنُ - (ج) -أعطانٌ

(=)

المَعْطَنُ - (ج) -مَعَاطِنُ

El atmak,ele geçirmek.elini uzatmak.

عَطَا -الشىء -و -إليه ـــُــ -عَطْوًا

Verdi

أعْطَى -فلانًا -الشىء

(=)

عاطاهُ -الشىء

Bir şeyi almak için parmaklarının ucuna basarak elini uzattı.Elde etmek için yarıştı. (-o) :Aldı,ele geçirdi. İşe girişti .

تعاطَى

Bahşiş istedi : acele etti

تَعَطَّى

Verilen şey bağış

العَطاء - (ج) -أعْطِيَةُ

(=)

العَطِيَةُ - (ج) -عَطَاياَ

Çok veren

المِعطَاءُ - (ج) -مَعَاطٍ

İlmin verdiği,meçhullerin çözülmesine yarayan ,ehlince kabul edilmiş bilgiler.

المُعْطَيَات