|
Dişler kirlenmek (-ala) : yakalamak,avuçlamak (-bi) : kuşatmak evrelemek (-o) : sarmak dürmek bağlamak.eğirmek. |
عَصَبَت -الاَسنانُ ـــِــ -عَصْبًا -و -عُصُوبًا |
|
Sargı ile bağladı.Başa geçirdi. Acıktırdı. |
عَصَّبَهُ |
|
Bağladı, sardı. |
اعْتَصَبَ |
|
Sargıbağladı(ala): Toplandı. Körü körüne bağlandı |
تَعَصَّبَ |
|
Sargı |
العِصَابُ |
|
Sargı : sarık,taç,topluluk,sürü, |
العِصَابَةُ - (ج) -عصائب |
|
Sinir |
العَصَبُ |
|
Topluluk. Sürü |
العُصْبَةُ - (ج) -عُصَبٌ |
|
Topluluk,sürü,sınır : baba tarafından yakınlar. |
العَصَبَةُ |
|
Taraf tutma |
العَصَبِيَّةُ |
|
Korkunç.sıcak |
العَصِيبُ |
|
Sıkıp yağ veya suyunu çıkarmak. |
عَصَرَ -الشىء -ـِ -عَصْرًا |
|
İkindi vaktine ulaştı. Gençlik ve erginlik çağına ulaştı. |
أعْصَرَ |
|
Sığındı.aynı asırda yaşadı. |
عاصَرَ -فلانًا |
|
Boğazına duran bir şeyi gidermek için suyu yudumladı.(-min) : aldı.(-bi) : sığındı.(-o) : sıktı |
اعْتَصَرَ -با -لماء |
|
Kasırga |
الإ -عْصَارُ - (ج) -أعَاصيرُ |
|
Portakal vb suyu |
العُصَارُ -العُصَارَةُ |
|
İkindi .ikindi namazı.zaman devre devir . |
العَصْرُ |
|
Meyve sıkma aleti |
العَصَّارةُ |
|
Bir şeyi sıkarak elde edilen mayi |
العَصيرُ |
|
Meyve sıkma aleti |
-المِعْصارُ - (ج) -معاصِرُ |
|
Tohum sıkma aleti |
المِعْصَرُ -المِعْصَرَةُ - (ج) -معاصِرُ |
|
Yağmur bulutu |
المُعْصِرَاتُ |
|
Rüzgar şiddetle esmek : Mahvetmek. Süratli okumak. Meyletmek.(-o) : Koparmak. |
عَصَفَتِ -الريحُ -ـِ -عَصْفًا -و -عُصوفًا |
|
Fırtınalı rüzgarlı. |
العاصِفُ |
|
Saman ufağı. |
العُصافَةُ |
|
Saman ufağı. Buğday sapı.Yaprak. Çiçek. |
العَصْفُ |
|
(=) |
العَصِيفَةُ |
|
Aspur |
العُصْفُرُ |
|
Serçe Atın alnındaki yumruca kemik. Gemi çivisi. |
العُصْفُورُ - (ج) -عَصافير |
|
m.(=) Kapı sürgüsü. Semer kaşı. |
العُصْفُورَةُ |
|
Sığınmak : Kulp ve bağ takmak .(-o) : Korumak . |
عَصَمَ -إليه -ـِ -عَصْمًا |
|
Sarıldı,sığındı. Kulp taktı. |
أعْصَمَ -به |
|
Sarıldı,sığındı Boykot etti. |
اعْتَصَمَ -به |
|
Şehir :Başşehir. |
العاصمَةُ - (ج) -عَواصِمُ |
|
Kulp, bağ. |
العِصَامُ - (ج) -عُصُمٌ -و -أعْصِمَة |
|
Mümkün olduğu halde günah işlememe.evlilik bağı.bilezik. |
العِصمَةُ |
|
Bilek |
المِعْصَمُ - (ج) -مَعَاصِمُ |
|
Değnek : baston |
العَصَا -عَصَوانً - (ج) -عُصِىّ |
|
Ayrıldı : ihtilaf çıkardı. |
شَقَّ -العصا |
|
Yolculuğa çıktı |
و -رَفَعَ -عَصَاهُ |
|
Yolculuğuna son verdi,kaldı |
ألقى -عَصَاهُ |
|
İtaat ve emrinden çıkmak |
عَصَاهُ ـــِــ -مَعْصِيَةً -و -عِصْيَانًا |