Saymak. sanmak

عَدَّ -الدراهمَ -و -غيرَها ـــُــ -عَدًّا -و -تَعْدَاداَ -و -عَدَّةً

Hazırladı

أعَدَّ -الشىء

Karşı durdu :Nöbet nöbet geldi.

عادَّهُ

Sayıldı. İddetini doldurdu. (bi): saydı, hesaba kattı. önem verdi. (-o) : hazırladı

اعْتَدَّ

Birden fazla oldu

تَعَدَّدَ

Hazır oldu

اسْتَعَدّ َ -له

Saymak,sayım

التَّعْدَادُ

Ölüm vakti .Nöbet,sıra.

العدَادُ

Kaynağı devamlı su.Bolluk. eski.eş,bezer

العِدُّ - (ج) -أعْدَادٌ

Sayı

العَدَدُ - (ج) -أعْدَادٌ

Sayaç

العَدَّادُ

Muayyen sayı,bunun son haddi.topluluk.boşanan veya kocası ölen kadının bekleme müddeti.

العِدَّةُ - (ج) -عِدَدٌ

Hazırlık malzeme

العُدَّةُ -عُدَدٌ

Eş :benzer sayı.

العَدِيدُ - (ج) -أعْدَادٌ -و -عَدَائِدُ

Hesap makinesi

المِعْدَادُ

Mercimek

العَدَسُ

Kara kızıl hastalığı :mercek

العَدَسَةُ

Meyletmek,sapmak.(-an) :geri dönmek

عَدَلَ -ـِ -عَدْلاً -و -عُدُولاً

Doğru olmak,doğru davranmak.Adaletle hükmetmek. (o).düzeltmek, aynı seviyede kılmak.Bir şeyi diğerinin eşi kılmak ve onun yerine getirmek.

و - -فى -أمْره -عَدْلاً -و -عَدَالَةً -و -مَعْدِلَة

Düzeltti,bir hizaya getirdi.daha iyi bir şekle koydu.güvenilir olduğunu açıkladı,tezkiye etti.yükü iki tay yaptı.

عَدّلَ -الشىء

Orta oldu,mütedil oldu.düzgün ve tam oldu.

اعْتَدَلَ

Eşit oldular

تَعادَلا

Hak ve vazifeye riayet.Doğru,adil güvenilir.Eş,denk.Karşılık.Fidye.

العَدْلُ - (ج) -أعْدَالٌ -و -عُدُول

Eş denk : Yükün bir tayı.Çuval.

العِدْلُ - (ج) -أعْدَالٌ -و -عُدُولٌ

Eş denk : bacanak.

العَديلُ - (ج) -أعْدَالٌ -و -عُدَلإءُ

Denklem.

المُعَادَلَةُ

Kaybetmek : yok etmek.

عَدِمَ -المالَ -ـــَــ -عَدَمًا -و -عُدْمًا

Fakir düştü (-o) : bulamadı.vermedi.giderdi.,mahrum etti.idam etti.

أَعْدَمَ

Fakirlik : yokluk.

العَدَمُ

Fakirlik

العُدْمُ

Yoksul

العَدِيمُ - (ج) -عُدَماءُ

ekmeğini taştan çıkarır.

هو -يَكْسِب -المعدومَ

Her şeyin aslı ve yeri.maden ocağı.maden

المَعْدِنُ - (ج) -معادن

Koşmak

عدا ـــُــ -عَدْوًا -و -عُدُوًا -و -تَعْدَاء -و -عَدَوَانًا

Zulmetmek haddini aşmak.(-ala) : çalmak sıçramak,atılmak.(-o,an) : vazgeçmek.

و - -عليه -عَدْوًا -و -عُدُوًّا -و -عَدَاءً -و -عُدْوَانًا

Başka.Ancak yalnız

عدَا

Koşturdu.Sirayet ettirdi.

أعْدَاهُ

Birbirine düşman olmak.uzaklaştırmak.(yastığı)bükmek.peşi peşine yapmak.

عاداهُ -مُعاداةً -و -عِدَاءً

(an) : vazgeçti. (-o) : onu bırakıp başkasına geçti.(-o ila) : geçirdi.tesir ettirdi.

عَدَّى

Zulmetti : hakkına tecavüz etti.

اعتَدَى -عليه

Zulmetti : geçti

تَعَدَّى -عليه

Yardım diledi

اسْتَعْدَاهُ

Düşman

العَادِى - (ج) -عُداةٌ

Düşman: baskın yapan at. Hücuma geçmiş topluluk. meşgale.bela.

العدِيةُ - (ج) -عَوَادٍ

Vadi kıyısı.garipler : düşmanlar.

العِدَى

Düşmanlık

العَدَاوَةُ

Sirayet salgın

العَدْوَى

Zulüm,zulüm vesilesi

العُدْوَانَ

Yüksek yer .vadi kıyısı ,vadi yamacı.

العُدْوةُ - (ج) -عُدًى -و -عِدَاءٌ

Düşman

العَدُوُّ - (ج) -أعداء -جج -أعَادٍ