Ortaya çıkmak. (--alâ) : Bir şeyin üstüne çıkmak. Muttali olmak. (--alâ, bi) : Üstün gelmek, galip gelmek.

ÙóåóÑó ÇáÔìÁõ ÜÜÜóÜÜ ÙõåõæÑðÇ

Öğle vaktine ulaştılar. (--o) : Açıkladı. Açıktan okudu. Arkasına bıraktı.(-o alâ):Yardım etti. 

ÇóáÙúåóÑ ÇáÞæãõ

(--o alâ) :Yardım etti. “Sen bana annemin sırtı gibisin, yani haramsın “ diyerek karısına karşı yemin etti.

ÙóÇåóÑó

Yardımlaştılar. Nümayiş yaptılar.

ÊóÙóÇåóÑõæÇ

Yardım diledi. (--o) : Ezberledi. Ezberden okudu. (--li) :İhtiyatlı davrandı.

ÇÓúÊóÙúåóÑ Èå

Bir şeyin üstü tepesi. Bir cemiyetin değişerek benimsediği hal ve durum. Vakıa.

ÇóáÙÇåÑÉ ãä ÇáÔìÁ

Sırt. Yük ve binek hayvanı. Kara yolu.

ÇáÙøóåúÑ (Ì) ÇÙúåõÑñ æÙõåúÑóÇäñ

Öğle.

ÇáÙøõåúÑ (Ì) ÙåõæÑ

Unutulan, hatırdan silinen.

ÇáÙøöåúÑöìø

Yardımcı.

ÇáÙøóåöíÑõ

Sırt.

ÇáÙøóåöíÑóÉõ

Nümayiş.

ÇáãõÙóÇåóÑÉ