Temizlenmek. Temiz olmak. |
طَهُرَ ـــُــ طُهْرًا و طَهارةً |
Temizledi. Sünnet etti. Dezenfekte etti. |
طَهَّرَهُ |
İyice temizlendi. |
تَطَهَّرَ و اطَّهَّرَ |
Temiz. |
الطاهِر (ج) أطْهار |
Su veya benzeri ile temizlenme. |
الطَّهارة |
Temizlenme suyunun artığı. |
الطُّهارة |
Pislik, hayız v.b. den temizlenmiş olmak. |
الطُّهْرُ (ج) أطْهار |
Temizlenmeye yarayan. Temiz, temizleyici. Temiz su. |
الطَّهُور |
Temizlik vesilesi. |
المَطْهِرَة |
Çok şişman. Yüzü şişkin. Eksiksiz. Mükemmel güzel. Soyu temiz. |
المُطَهَّمُ |
Pişirmek. Güzel ve sağlam yapmak. |
طَهَا اللحمَ و نحوه ـــُــ طَهْوًا و طُهُوًّا |
Aşçı. |
اطَاهى (ج) طُهاةٌ و طُهِىٌ و هنَّ طَواهٍ |