Dar, güç. |
ÇáÖøóäúßõ |
Çok sıkı ve cimri olmak. Bir yerde çakılıp kalmak. |
Öóäøó Èå Úáíå ÜÜÜóÜÜ ÖóäðøÇ æ ÖóäÇäóÉð |
Taze, olduğu gibi. |
ÇáÖøóäÇäóÉõ |
Gözde olan, esirgenen. |
ÇáÖøóäø |
Çok cimri. Kıymetli bir şeyi esirgeyen. |
ÇáÖøóäíäõ (Ì) ÃÖöäøóÇÁ |
Hastalıktan zayıflayıp bitkin hale gelmek. |
Öóäìó ÜÜÜóÜÜ Öóäðì æ ÖóäÇÁ |
Hastalık, bitkinlik. Yatalak hasta. |
ÇáÖøóäóì |