İnlemek, bağırmak. Gürültü etmek. |
ÖóÌóø Ü ÖóÌøðÇ æÖóÌöíÌðÇ |
Münakaşa etti, çekişti. |
ÖÇÌøóåõ |
Gürültü. Feryat. |
ÇáÖøóÌóÉõ |
Canı sıkılmak, rahatsız olmak. Sıkmak, sıkıntı vermek. |
ÖóÌöÑó ÈÇ ááÇóãúÑö æ ãäå ÜÜÜóÜÜ ÖóÌóÑðÇ |
Yan üstü yatmak. (--ilâ) : Yönelmek, eğilmek. (--fî) : İhmal etmek. |
ÖóÌóÍó ÜÜÜóÜÜ ÖóÌúÚðÇ æ ÖõÌõæÚðÇ |
Beraber yattı, ayrılmadı. |
ÖóÇÌóÚóåõ |
Yan üstü yattı. |
ÇÖúØóÌóÚ |
Fakirlik, düşüklük. |
ÇÖøóÌúÚóÉõ |
Yan üstü yatma hali. Tenbellik. |
ÇÖøöÌúÚÉõ |
Yatak. Yatılan yer. |
ÇáãóÖúÌóÚõ |