Bol yağmur yağmak. İnmek. (-o) : Hedefe isabet etmek. (-bi) : Üzerine düşmek. |
ÕÇÈó ÇáãØÑõ ÜÜÜõÜÜ ÕóæÈðÇ æ ÕóíÈõæÈóÉð |
İsabet etti. (-o) : Ulaştı. Üzerine bela indi. (-min) : Aldı. |
ÃÕÇÈó |
(o) : Hedefe doğrulttu. Saldı. Doğru kabul etti. Doğru buldu. Aşağıya indirdi, eğdi. Öbek yaptı. |
ÕóæøÈó |
Doğru, gerçek. Lâyık. |
ÇáÕøóæóÇÈõ |
Yön, cihet. Yağmur. |
ÇáÕøóæúÈõ |
Yağmurlu bulut. Yağmur. |
ÇáÕøóíøöÈõ |
Başa gelen fena şey. |
ÇáãõÕíÈóÉõ (Ì) ãóÕÇÆÈõ |
Bağırmak. |
ÕÇÊó ÜÜÜõÜÜ ÕóæúÊðÇ æ ÕõæóÇÊðÇ |
Çok bağırdı. (-bi) : Seslendi. (-li) : Rey verdi. (-o) : Seslendirdi. |
ÕóæøóÊó |
Ses. Şarkı. Güzel hatıra. Rey. |
ÇáÕøóæúÊõ |
Güzel hatıra. Şöhret. |
ÇáÕøöíÊõ |
Çok ses çıkarmak. (-o ilâ) : Eğmek, yaklaştırmak. |
ÕóÇÑó Ü ÕóæúÑðÇ |
Şekil verdi. Resmini yaptı. Fotoğrafını çekti. Teferruatiyle anlattı. |
ÕóæóøÑóåõ |
Şekillendi. (-o) : Zihninde şeklini hatırladı. |
ÊóÕóæóøÑó |
Resim. Heykel. |
ÇáÊøóÕæöíÑõ (Ì) ÊÕÇæíÑ |
Boynuz şeklinde borazan. |
ÇáÕøõæÑõ (Ì) ÇÕúæóÇÑñ |
Şekil, heykel. Nevi. |
ÇáÕøõæÑÉõ (Ì) ÕæÑ |
Allah’ın isimlerinden. Fotoğrafçı. |
ÇáãõÕóæøöÑõ |
Fotoğraf makinesi. |
ÇáãÕæøöÑóÉõ |
Bir ölçektir. (Şer’î dirheme göre 2,917 kg. , örfi dirheme göre ise 3,333 kg. eder.) |
ÇáÕøóÇÚõ (Ì) ÃÕúæõÚñ æ ÕõæÚÇäñ |
Su kabı. |
ÇáÕøõæóÇÚõ (Ì) ÕöíÚÇä ( |
Bir modele göre yapmak. Kalıba dökmek. Kelimeyi verilen vezne uygun hale sokmak. Sözü tertiplemek. |
ÕÇÛåõ ÜÜÜõÜÜ ÕóæúÛðÇ æÕöíÇÛóÉð |