Hardalla kuru üzümden yapılan bir katık.

الصِّنَابُ (ج) صُنُبٌ

Hurma yaprağı, sürgünü. Hurma ağacının gövdesi. Musluk.

الصُّنْبُورُ

Mehter zili, çengi zili. Çenk.

الصَّنْجُ (ج) صُنُوجٌ

Gram, dirhem gibi ağırlık ölçüleri.

الصَّنْجَةُ

Asılzade, kahraman. Şiddetli.

الصِّنْدِيدُ

Sandık.

الصُّنْدُوقُ

Posta kutusu.

صُنْدُوق البريدِ

Sifon.

صندوق الطَّرْدِ

Sandal ağacı. Papuç. Sandal.

الصَّنْدَلُ (ج) صنادِلُ

Olta.

الصِّنَارَةُ

Yapmak. (-bi) : Kötülük yapmak. (-li, ilâ) : İyilik yapmak.

صَنَعَ الشىء صُنْعًا

Müdara etti. Yaltaklandı. (-an) : Hile etti.

صانَعَهُ

İyi yaptı. Allah rızası için ziyafet hazırladı. (-o li) : Seçti, kendine ayırdı.

اصْطَنَعَ

Bir şeyi yapmasını istedi.

اسْطَصْنَعَ فلانًا كذا

Zanaatkâr.

الصانِعُ (ج) صُنَّاعٌ

Zanaat.

الصِّناعَةُ

Yapma, mamûl.

الصِّنَاعِىُّ

Yapmak. Yapılan şey. (Hayvan için kullanılmaz.)

الصُّنْعُ

İş. Meslek. Güzel sanat.

الصَّنْعَةُ

İyilik. Güzel iş. Ziyafet yemeği. Parlak ve denenmiş kılıç.

الصَّنِيعُ (ج) صنَائعُ

Ağaç dal budak saldı. (-o) : Kısım ve nevilere ayırdı. Kitap yazdı.

صَنَّفَ الشجَرُ

Bütünün özellik taşıyan parçası. Vasıf. Nevi.

الصِّنْفُ (ج) أصنافٌ و صنوفٌ

Put.

الصَّنَمُ (ج) أصنامٌ

Benzer, eş. Ağaç dalı. Öz kardeş.

الصِّنْوُ

Çam.

الصَّنَوْبَرُ