İstemek, dilemek. (-alâ) Sevk etmek.

ÔÇÁåõ ÜÜÜóÜÜ ÔóíÆðÇ

İrade, dileme.

ÇáãóÔíÆÉõ

Saçı ağarmak.

ÔÇÈ ÝáÇäñ ÜÜÜóÜÜ ÔóíÈðÇ æ ÔóíÈóÉð

Oğlunun saçı ağardı. (-o): Kocalttı.

ÃÔÇÈó ÇáÑÌáõ

Kocalttı.

ÔóíøóÈóåõ

Saçın beyazlığı. Beyaz saç.

ÇáÔóíÈõ

Saçın ağarma çağı.

ÇáãóÔöíÈõ

Yaşlanmak, ihtiyarlamak.

ÔóÇÎó ÇáÇöäÓÇäõ ÜÜÜöÜÜ ÔóíÎðÇ æ ÔõíõæÎóÉð æ ÔóíúÎõæÎóÉð

Yaşlı göründü.

ÊóÔóíøóÎó

Yaşlı, ihtiyar. (50 yaş civarında.) Üstün, büyük kişi.

ÇáÔøóíÎõ (Ì) ÔõíæÎõ æ ÇÔíÇÎ

Binayı sıvamak. Yükseltmek, yüceltmek.

ÔÇÏó ÇáÈäÇÁ ÜÜÜöÜÜ ÔóíÏðÇ

Yükseltti, sağlam yaptı.

ÔóíøóÏóåõ

Sıva.

ÇáÔøöíÏõ

Susam yağı.

ÇáÔøóíÑóÌõ

Nargile.

ÇáÔøöíÔÉ

Ortaya çıkmak, yayılmak. Müşterek olmak. (-bi) : Yaymak. (-o) : Doldurmak.

ÔÇÚó ÇáÔìÁ ÜÜÜóÜÜ ÔõíõæÚðÇ æ ÔóíóÚóÇäðÇ

Ortaya çıkardı, yaydı. Müşterek kıldı. (-bi) : Seslendi.

ÃÔÇÚó ÇáÔìÁ æ Èå

Tâbi oldu, arkadaş oldu. Yardım etti.

ÔóÇíóÚóåõ

Şîa mezhebine girdi. Komünist oldu.

ÊóÔóíóøÚó

Taksim edilmemiş ortak şey, arazi. Yaygın.

ÇáÔøóÇÆöÚõ

Tahkîk edilmeden yayılan haber.

ÇáÔøóÇÆÚÉ (Ì) ÔæÇÆöÚõ

Grup. Topluluk. Taraftar, yardımcı. Şia mezhebinde olanlar, Şîîler.

ÇáÔøöíÚóÉõ (Ì) ÔöíÚ æ ÃÔíÇÚ

Komünizm.

ÇáÔøõíæÚöíóøÉõ

Komünist.

ÇáÔøõíõæÚöìøõ

Yayılan. Sınırı belirsiz ortak yer, taksim edilmemiş ortak şey ve arazi.

ÇáãõÔÇÚõ

Kaldırmak, yükseltmek.

ÔÇáóåõ æ Èå ÜÜÜöÜÜ ÔíáÇð

Bedendeki ben ve nişan. Ayın yüzündeki leke.

ÇáÔøóÇãóÉõ

Huy, ahlâk.

ÇáÔøöíãÉõ (Ì) Ôíóãñ

Rahimdeki çocuk kesesi.

ÇáãÔöíãóÉõ (Ì) ãóÔÇíã

Lekelemek, kusur meydana getirmek.

ÔóÇäóåõ ÜÜÜöÜÜ ÔíúäðÇ

Bak.

ÇáÔøöíóÉõ ÇäÙÑ : æ Ôì

Çay.

ÇáÔøóÇìõ