Kıtlık (yıl). Soğuk ve rüzgârlı (gün). Boz ve kır renk.

الاَشْهَبُ م الشَّهباَءُ

Alev. Parlak yıldız. Düşen yıldız.

الشِّهابُ (ج) شُهُبٌ و شُهْبَانٌ

Kırlık, bozluk (renk).

الشُّهْبةُ

Kesin olarak haber vermek. Bildiğini söylemek. (-o): Hazır olmak, bulunmak. Bir hâdiseye şahit olmak.

شَهِدَ على كذا ـــَــ شهادَةً

Şahidlik etmek.

و ـ لفلان على فلانِ بكذا

Yemin etmek.

و ـ بالله

Haber verdirdi. Şahidlik ettirdi. Bulundurdu.

أشْهَدَهُ على كذا

Gözüyle gördü, şahid oldu.

شاهَدَهُ

Şehâdet getirdi. Şahidlik talep etti.

تَشَهَّدَ

Şehit olmak istedi. (-o): Birinin şahid olmasını talep etti.

اسْتَشْهَدَ

Şehit oldu.

اسْتُشْهِدَ فلانٌ

Namazda ‘Ettehiyat’ okumak, bunun için oturmak.

التَّشَهُدُ فى الصلاهِ

Şahidlik eden. Delil. Doğum sırasında gelen su.

الشَّاهِدُ (ج) شُهُودٌ و أشْهادٌ

Petekteki bal.

الشُّهْدُ (ج) شِهادٌ

Şehit. Şahit.

الشَّهِيدُ (ج) شهداءُ ، و أشهادٌ

Hazır olacak yer. Müşahede edilen. Meclis. Cemaat.

الَمشْهَدُ (ج) مشاهد

İlân etmek, yaymak. Çekip çıkarmak.

شَهَرَهُ ـــَــ شَهْرًا و شُهْرَةً

Duyurdu, yaydı. (-bi): Kötü tarafını yaydı.

شَهَّرَهُ

Yayıldı, meşhur oldu. (-o): Yaydı.

اشْتَهَرَ

Senenin on ikide biri, ay.

الشَّهْرُ (ج) أشْهُرٌ وشُهورٌ

Aylık.

الشَّهْرِيّةُ

Meşhur.

الشَّهِيرُ

Yüksek olmak.

شَهَقَ البناء و الجَبَلُ و نحو هما ـــَــ شُهوقًا

Şiddetli ses. Sesli olarak alınan nefes.

الشَّهِقُ

Elâ gözlü. Gözünün siyahı kırmızıya çalan.

أشهلُ وهى شَهلاء (ج) شُهْل

İzzet-i nefis. Büyük işler yapabilecek ruh haleti.

الشَّهامةُ

Büyük kirpi.

الشَّيْهَمُ (ج) شياهم

Doğan. Terazi kolu, terazi dili.

الشَاهينُ (ج) شواهينُ و شياهينُ

İstemek, arzu etmek.

شَهَاهُ ـــُــ شهوةً

(=)

شَهِيَهُ ـــَــ شهوةً

Çok istedi, arzu etti.

اشتَهى الشىء

(=)

تشهَّى الشىء

Şehvetine düşkün.

الشَّهْوَانىُّ

Şiddetli arzu. Şehvet. Şehvet ve isteği celbeden şey.

الشَّهوةُ (ج) شَهَوات

Arzu edilen. Lezzetli. Sevimli.

الشهِىّ