İhtiyaç, keder.

ÇáÔøóÌúÈõ (Ì) ÔõÌõæÈñ

Belâ.

ÇáÔøóÌóÈõ (Ì) ÔõÌõæÈñ

Elbise askısı.

ÇáãöÔúÌóÈõ (Ì) ãóÔóÇÌöÈõ

Yüz veya başının derisini yaralamak. Yarmak. Katmak.

ÔóÌóøåõ ÜÜÜõÜÜ ÔóÌøðÇ

Baş, yüz veya alındaki yara.

ÇáÔøóÌøóÉõ (Ì) ÔöÌóÇÌñ

Karışmak. İhtilâf ve ayrılık olmak .(-o): Bağlamak. Men’etmek, vazgeçirmek.

ÔóÌóÑó ÇáÇóãúÑõ Èíäåã ÜÜÜõÜÜ ÔõÌõæÑðÇ

Münakaşa etti.

ÔÇÌóÑóåõ

Birbirine girdi. İhtilâfa düştü.

ÊóÔÇÌóÑó ÇáÔìÁ

Ağaç.

ÇáÔøóÌóÑõÉ (Ì) ÔÌóÑ

Sık ağaç. Ağaçlık.

ÇáÔøóÌúÑóÇÁõ

Cesaretli ve yiğit olmak.

ÔóÌõÚó ÜÜÜõÜÜ ÔÌÇÚÉð

Atıldı. Kahramanlık tasladı.

ÊóÔóÌøÚ

Yiğit, cesur. Yılan.

ÇáÔøõÌóÇÚõ (Ì) ÔõÌúÚÇäñ

Yiğit.

ÇáÔøóÌíÚ (Ì) ÔõÌóÚóÇÁ æÔöÌÇÚñ

Güvercin ötmek. (-o): Düşündürmek, üzmek.

ÔóÌóäóÊö ÇáÍãÇãÉ ÜÜÜõÜÜ ÔõÌõæäðÇ

Üzülmek.

ÔóÌäó ÜÜÜóÜÜ ÔóÌóäðÇ

Sarmaşık dal. Kısım, bölüm. Keder. İş.

ÇáÔøóÌóäõ (Ì) ÃÔúÌÇäñ

Üzmek. Sevindirmek.

ÔóÌóÇåõ ÇáÇóãúÑõ ÜÜÜõÜÜ ÔÌúæðÇ

Keder, ihtiyaç.

ÇáÔøóÌúæõ