Başına fena bir hâl gelmek. |
ÓÇÁó ÜÜÜõÜÜ ÓóæÁðÇ æ ÓóæÇÁ |
Kötü sanmak. |
æÜ Èå ÙóäøðÇ |
“Ne fena, ne kötü”. |
ÓÇÁó |
Kötülük yaptı. (-o): Kötü yaptı. Başına fena bir hâl getirdi. |
ÃÓÇÁ |
Kötü. Ateş. |
ÇáÓøóæúÁ (Ì) ÃÓúæóÇÁñ |
Keder ve üzüntü veren şey. Kötü ve çirkin. Felâket. Alaca illeti. |
ÇáÓøõæÁ (Ì) ÃÓúæÇÁ |
Günah. Ateş. |
ÇáÓøõæÃì |
Kötü huy. Çirkin. |
ÇáÓøóæúÂÁ |
Kötü huy. Ayıp. Çirkin iş. Avret yeri. |
ÇáÓøóæúÃÉ |
Kötü, çirkin. |
ÇáÓøóíøöÆõ |
Küçük günah. Ayıp ve kusur. Günah, suç. |
ÇáÓøóíøÆÉ |
Keder, üzüntü. |
ÇáóãÓÇÁÉ |
Eksiklik ve kusurlar. |
ÇáãóÓóÇæì |
Abanoza benzer bir ağaç, Hint çınarı. |
ÇáÓÇÌ |
Meydan. |
ÇáÓÇÍÉ |
Ayakları gömülmek. (-bi): Yerin dibine geçmek. |
ÓóÇÎÊ ÞæÇãõåõ ÜÜÜõÜÜ ÓóæÎðÇ æ ÓõíõæÎðÇ |
Şan ve şerefi artmak, büyümek. Kararmak. (-o): Başlarına geçmek, başkan olmak. Geride bırakmak, geçmek. Sevindirmek. |
ÓóÇÏó ÜÜÜõÜÜ ÓöíÇÏóÉð æ ÓõæÏóÏðÇ æÓõÄÏõÏðÇ |
Cesur oldu. (-o): Kararttı.Yazdı. Başkan yaptı. |
ÓóæøóÏó |
Evlendi. |
ÊÓóæøóÏó |
Karardı. |
ÇÓúæóÏøó |
Siyah. Yeşil. |
ÇáÇóÓúæóÏõ (Ì) ÓæÏñ æ ÓõæÏóÇäñ |
Siyahlık. Karaltı. Gözbebeği. Ağaç ve bitki topluluğu. Resmî elbise. Şehrin kenarındaki köy ve kasabalar. Halk çoğunluğu. Büyük servet. |
ÇáÓøóæóÇÏõ (Ì) ÃÓúæöÏÉñ ÌÌ ÃÓÇæöÏõ |
m. Siyah. Eskilere göre bedenin dört unsurundan biri. |
ÇáÓøóæÏóÇÁ (Ì) ÓõæÏñ |
Çörek otu. |
ÇáÍÈøóÉ ÇáÓæÏóÇÁ |
Şeref, şan, büyüklük. |
ÇáÓøõæÏóÏõ |
Yürekte bulunan siyah nokta. |
ÇáÓøõæíúÏóÇÁõ |
Allah. Mülk sahibi. Hükümdar. Efendi. Reis. Seyyid. |
ÇáÓøóíøöÏõ (Ì) ÓÇÏÉñ |
Doğan. |
ÇáøÓøóæúÏóÞõ |
Sıçramak, ayağa kalkmak. Kızmak. Sert davranmak.Tırmanmak. |
ÓóÇ Ñó ÜÜÜõÜÜ ÓóæúÑðÇ æ ÓóæúÑóÉð |
Etrafına sur çekti. Bilezik taktı.Tırmandı. |
ÓóæóÑóåõ |
Bilezik takındı.Tırmandı. |
ÊóÓóæøóÑóÊò ÇáãÑÃÉõ |
Bilezik. İran askeri kumandanı. Atıcı. Binici. |
ÇáÅÓúæóÇÑõ (Ì) ÃÓúæöÑóÉñ ÌÌ ÃÓóÇæöÑõ |
(=) |
ÇáÓøõæóÇÑõ (Ì) ÃÓæöÑóÉñ æ ÃÓÇæöÑõ |
Bina vb. nin etrafına çekilen duvar, çeper, sur. Ziyafet yemeği. |
ÇáÓøõæÑõ (Ì) ÃÓúæóÇÑñ æ ÓöíÑÇäñ |
Atılmak. Şan ve şeref eseri. Soğuk, içki veya öfkenin sertliği. Hükümdarın azameti. |
ÇáÓøóæúÑóÉõ |
Yüksek ve güzel bina. Duvar kirişi ve hatılı. Evin bir katı, dairesi. Sûre.Yüce mertebe. Üstünlük. Nişan. |
ÇáÓøõæÑÉõ (Ì) ÓõæóÑñ æ ÓõæÑñ |
Ağaç veya ekine güve düşmek. Davar bitlenmek. |
ÓÇÓó ÇáÍÈøõ æ ÇáÎóÔóÈõ ÜÜÜóÜÜ ÓóæÓÇ |
Başa geçmek, idare etmek. Terbiye etmek. Düzene koymak. |
æ Ü ÇáäÇÓó ÜÜÜõÜÜ ÓíÇÓÉð |
Seyis. |
ÇáÓøóÇÆÓõ (Ì) ÓÇÓóÉñ æ ÓõæøóÇÓñ |