Akmak. (-o): Akıtmak, dökmek.

ÓóÝóÍó ÇáÏãõ æ äÍæå ÜÜÜóÜÜ ÓõÝæ ÍðÇ

Metres hayatı yaşadı.

ÓÇÝóÍåÇ ãõÓÇÝóÍóÉð æÓöÝÇÍðÇ

Dağ eteği.

ÇáÓøóÝúÍõ (Ì) ÓõÝõæÍñ

Kalın örtü. Boş çıkan kumar zarı.

ÇáÓøóÝöíÍõ

Aşmak, çiftleşmek.

ÓóÝóÏó ÐßõÑÇáÍíæÇä ÃäËÇå æ Úáì ÃäËÇå ÜÜÜöÜÜ ÓóÝúÏðÇ

Kebap şişi.

ÇáÓøóÝøæÏõ (Ì) ÓÝÇÝöíÏõ

Açılmak, meydana çıkmak. Parlamak. Yüzünü açmak. (-o): Açmak, meydana çıkarmak. Süpürmek. Yazmak. İki devlet arasındaki münasebetleri sağlamak.

ÓóÝóÑó ÜÜÜóÜÜ ÓõÝõæ ÑðÇ

Açıldı, ortaya çıktı. Ağaç yaprak döktü. Harp kızıştı. (-bi): Sabah namazını ortalık aydınlanınca kıldı.

ÃÓÝóÑó

Yolculuğa çıktı. Öldü.

ÓÇÝóÑó

Sefir tayin etti. (Kadınlardan) yüzlerini açmasını istedi.

ÇÓúÊóÓúÝóÑóå

Elçilik makamı ve işi.

ÇáÓøöÝóÇÑóÉõ

Yolcu. Kâtip. Amel defterini yazan melek.

ÇáÓøóÝöÑõ (Ì) ÓóÝúÑñ æ ÓÇÝÑÉñ æ ÓóÝóÑóÉñ

Yüzü açık kadın.

ÇáÓøóÇÝöÑóÉõ (Ì) ÓóæóÇÝöÑõ

Yolculuk. Uzak. Sabah aydınlığı.

ÇáÓøóÝóÑõ

Büyük kitap. Tevrat’ın bölümlerinden her biri.

ÇáÓøöÝúÑõ (Ì) ÃÓÝÇÑñ

Misafir yemeği. Sofra. Yemek tepsisi.

ÇáÓøõÝúÑóÉõ (Ì) ÓõÝóÑñ

Elçi, büyük elçi. Arabulucu. Dökülmüş ağaç yaprağı.

ÇÓøóÝíöÑõ (Ì) ÓõÝóÑóÇÁõ

Ayva.

ÇáÓøóÝóÑúÌóáõ (Ì) ÓóÝóÇÑöÌõ

Yükselen ince toz. Değersiz iş, değersiz şey.

ÇáÓøóÝúÓÇÝõ (Ì) ÓóÝóÇÓöÝõ

Kadın çantası. Sepet. Balık pulu.

ÇáÓøóÝóØõ (Ì) ÃÓÝÇØñ

Eliyle yakalayıp çekmek.(-o): Ateş alazlamak, zehir bir kimsenin yüzünü karartmak. Nişan koymak, işaretlemek.

ÓóÝóÚó ÈÚÖæ ãä ÃÚÖÇÆå ÜÜÜóÜÜ ÓÝúÚðÇ

Kuş yere yakın uçmak. (-o): Elle dokumak.

ÓóÝøó ÇáØÇÆÑõ ÜÜÜöÜÜ ÓöÝíÝðÇ

(=). Bulut yere yaklaştı. (-o): Yaklaştı. Dikkatle ve devamlı baktı. Ata gem taktı. Elle ördü, dokudu.

ÃÓóÝøó

Dökmek, akıtmak.

ÓóÝóßåõ ÜÜÜöÜÜ ÓÝúßðÇ

Kahvaltı.

ÇáÓøõÝúßóÉõ (Ì) ÓõÝóßõ

Alçalmak, inmek.

ÓóÝóáó ÜÜÜõÜÜ ÓõÝõæáÇð æ ÓóÝóÇáÇ æÓõÝóÇáóÉð

Sefil ve alçak olmak.

ÓóÝõáó ÜÜÜõÜÜ ÓóÝóÇáóÉð

Alt, aşağı.

ÇáÇóÓúÝóáõ (Ì) ÃÓÇÝöáõ

Alçaklar.

ÇáÓøóÝöáóÉõ ÇáÓøöÝúáóÉõ

Gemi yapıcı. Kaptan.

ÇáÓøóÝøóÇä

Gemi.

ÇáÓøóÝöäóÉõ (Ì) ÓõÝõäñ æÓóÝóÇÆöä

Hafif, taşkın ve cahil olmak. (-o, alâ): Hakkı tanımamak.

ÓóÝöåó ÜÜÜóÜÜ ÓóÝóåðÇ æ ÓóÝóÇåðÇ æ ÓÝóÇåóÉð

Malını ölçüsüz savuran. Cahil.

ÇáÓøóÝíåõ (Ì) ÓõÝóåÇÁ

Toprak. Diken. Dikenli ağaç.

ÇáÓøóÝóÇ