Döşemek, yaymak, düzlemek.Yere sermek. Çatıyı düzeltmek. |
سَطَحَهُ ـــَــ سَطْحًا |
Her şeyin üstü. Satıh (yüzey). |
السَّطْحُ (ج) سُطو حٌ |
Hurma yaprağından yapılmış hasır. Çadır direği. Asma çardağı ağacı. Oklava. |
المِسْطَحُ (ج) مَساطِحُ |
Yazmak. Çarpmak. Kesmek. |
سَطَرَ الكِتابَ ـــُــ سَطْرًا |
(Her üçü tâ’li olarak da kullanılır) : Asılsız söz, masal, efsane. |
إسطارٌ و إسطيرٌ و أسطورٌ (ج) الأساطيرُ |
Satır. |
اسَّاطُور (ج) سواطير |
Dizi. Satır. |
السَّطْرُ (ج) أسطُرٌ و سطورٌ |
Cetvel. |
المِسْطَرَة (ج) مَساطِرُ |
Mala. |
المُسْطَرِين |
Yükselmek. Yayılmak. Ortaya çıkmak. (-bi): El çırpmak. |
سَطَحَ الشىء ـــَــ سطْعًا و سُطوعًا |
Kulplu tencere. |
السَّطْلُ (ج) أسْطَالٌ |
Ateş karıştırmağa yarayan odun veya demir. |
الإسطامُ |
At gemi azıya almak. Çoğalmak. (-alâ, bi): Yakalayıp mağlûp etmek. Hırsız malı çarpmak. (-o, fî): Yemek. |
سَطا الفرسُ ـــُــ سَطْوًا و سَطْوَة |