Döşemek, yaymak, düzlemek.Yere sermek. Çatıyı düzeltmek.

ÓóØóÍóåõ ÜÜÜóÜÜ ÓóØúÍðÇ

Her şeyin üstü. Satıh (yüzey).

ÇáÓøóØúÍõ (Ì) ÓõØæ Íñ

Hurma yaprağından yapılmış hasır. Çadır direği. Asma çardağı ağacı. Oklava.

ÇáãöÓúØóÍõ (Ì) ãóÓÇØöÍõ

Yazmak. Çarpmak. Kesmek.

ÓóØóÑó ÇáßöÊÇÈó ÜÜÜõÜÜ ÓóØúÑðÇ

(Her üçü tâ’li olarak da kullanılır) : Asılsız söz, masal, efsane.

ÅÓØÇÑñ æ ÅÓØíÑñ æ ÃÓØæÑñ (Ì) ÇáÃÓÇØíÑõ

Satır.

ÇÓøóÇØõæÑ (Ì) ÓæÇØíÑ

Dizi. Satır.

ÇáÓøóØúÑõ (Ì) ÃÓØõÑñ æ ÓØæÑñ

Cetvel.

ÇáãöÓúØóÑóÉ (Ì) ãóÓÇØöÑõ

Mala.

ÇáãõÓúØóÑöíä

Yükselmek. Yayılmak. Ortaya çıkmak. (-bi): El çırpmak.

ÓóØóÍó ÇáÔìÁ ÜÜÜóÜÜ ÓØúÚðÇ æ ÓõØæÚðÇ

Kulplu tencere.

ÇáÓøóØúáõ (Ì) ÃÓúØóÇáñ

Ateş karıştırmağa yarayan odun veya demir.

ÇáÅÓØÇãõ

At gemi azıya almak. Çoğalmak. (-alâ, bi): Yakalayıp mağlûp etmek. Hırsız malı çarpmak. (-o, fî): Yemek.

ÓóØÇ ÇáÝÑÓõ ÜÜÜõÜÜ ÓóØúæðÇ æ ÓóØúæóÉ