Doğru ve dόzgόn olmak. İsabetli olmak.

ΣσΟψσ ΗαΤμΑ άάάφάά ΣσΟσΗΟπ ζ ΣυΟυζΟπΗ

Kapatmak, set ηekmek, baraj yapmak.

ζ ά ΗαΤμΑ άάάυάά ΣσΟψπΗ

Yöneltti. Doğruluğa muvaffak kıldı. Yol gösterdi. (-alβ, o) : Bozdu.

ΣσΟψσΟσ

Doğruluk, itidal. Doğru iş ve söz.

ΗαΣψσΟσΗΟυ

Kapatmaya, örtmeye yarayan şey.

ΗαΣψφΟσΗΟυ (Μ) ΓΣφΟψσΙρ

Engel. Baraj.

ΗαΣψσΟψυ (Μ) ΣυΟζΟρ

Kapı. Kapı ηatısı. Giriş yeri. Karyola, kanepe.Tıkaη.

ΗαΣψυΟψσΙυ (Μ) ΣυΟσΟρ

Şaşkına dönmek.

ΣσΟφΡσ άάάσάά ΣσΟσΡπΗ

Deniz tutması.

ΗαΣψφΟσΗΡυ

Trabzon hurmasına benzer bir ağaη.

ΗαΣψφΟϊΡυ (Μ) ΣφΟσΡρ

Köşk. Üη kubbeli ηatı. Su kaynağı. Yeşil ot.

ΗαΣψσΟφΡυ

Altışar.

ΗαΣψυΟσΗΣυ

Altılı.

ΗαΣψυΟσΗΣφμψυ

Altıda bir.

ΗαΣψΟΣ (Μ) ΓΣΟΗΣ

(=)

ΗαΣψσΟφΣυ (Μ) ΓΣΟΗΣρ

Altıgen. Altılı tabanca.

ΗαυγΣσΟσΣυ

Kara, karanlık.

ΗαΓΣϊΟσέυ

Eli ηabuk.

ΗαΣψσΟφίυ

Salmak, sarkıtmak. (-fξ) : Gitmek.

ΣσΟσασ ΗαΛζΘσ ζ ΗαΣψφΚϊΡσζ ΗαΤψσΪϊΡσ άάάυάά ΣσΟϊαΗπ

Uzun gerdanlık.

ΗαΣψφΟϊαυ (Μ) ΣυΟυζαρ

Azgın deve. Kokmuş su.

ΗαΣψσΟφγυ (Μ) ΓΣΟΗγρ

Kβbeye hizmet etmek.

ΣσΟσδσ άάάυάά ΣσΟϊδπΗ ζ ΣφΟσΗδσΙρ

Elini uzatmak. Benzerini yapmak.

ΣσΟσΗ έαΗδρ ζ ΣΟΗΕαμ ΗαΤμ Α ΘνΟε άάάυάά ΣσΟϊζπΗ

Kumaşın ηözgόsόnό uzattı. (-ilβ) : Bahşetti. (-o) : İsabet etti. İhmal etti. Dόzeltti.

ΓΣϊΟσμ ΗαΛζ Θσ

Kendi haline bırakılmış.

ΗαΣψυΟσμ

Arış, ηözgό. Çiğ. Kendi haline bırakılmış.

ΗαΣψσΟσμ (Μ) Γ ΣΟΗΑρ