Sürüklemek, sürümek. Hareket ettirmek. |
ÓóÍóÈó ÇáÔì Á ÜÜÜóÜÜ ÓóÍúÈðÇ |
Sürüklendi. Meclisi terk etti. |
ÇäÓÍóÈó |
Nazlandı. Başkasının hakkını üzerine geçirdi. |
äÓÍøóÈó |
Bulut. |
ÇáÓøóÍóÇÈõ (Ì) ÓõÍõÈñ |
Bulut parçası. |
ÓóÌóÇÈÉñ (Ì) ÓÍÇÆÈ |
Kökünü kazımak. Kazımak. Gidermek. Soymak. Haram kazanmak. |
ÓóÍóÊú ÇáÔìÁ ÜÜÜóÜÜ ÓÍúÊðÇ |
Harama düştü, kazancı haram oldu. (-fi) : Harama daldı. (-o) : Kökünü kazıdı. |
ÃÓÍóÊø |
Gayri meşrû ve haram kazanç. Az şey. |
ÇáÓøõÍõÊõ (Ì) ÃÓÍÇÊñ |
Kazımak, yontmak.Taramak. |
ÓóÍóÌóåõ ÜÜÜóÜÜ ÓóÍúÌðÇ |
Rende. |
ÇáãöÓúÍóÌõ (Ì) ãóÓÇÍÌõ |
Şişmanlamak. Yukarıdan aşağıya akmak. (-o) : Dövmek. |
ÓóÍøó ÇáÅäÓÇäæ ÇáÍíæÇä õ ÜÜÜöÜÜ ÓóÍðøÇ |
Hile yapmak, aldatmak, göz boyamak. Gıda vermek. Oyalamak. Bozmak. (-o, an) : Menetmek. (-an) : Uzaklaşmak. (-bi) : Gönlünü çelmek. |
ÓóÍóÑóå ÈÇáÔìÁ ÜÜÜóÜÜ ÓóÍúÑðÇ |
Sihir yaptı. Sahur yemeği verdi. |
ÓóÍóøÑó ÝáÇäðÇ |
Sahur yemeği yedi. |
ÊÓóÍøóÑó |
Sihir, büyü. İnce, hoş. |
ÇáÓøöÍúÑõ (Ì) ÃÓÍÇÑñ æ ÓõÍõæÑñ |
Gecenin sonu ile şafak arası. Uç . Beyazlık. |
ÇáÓøóÍóÑõ (Ì) ÃÓÍÇÑñ æ ÓÍæÑñ |
Sahur yemeği. |
ÇáÓóøÍõæÑõ |
Süratle boğazlamak. Boğazına durmak. Su katmak. |
ÓóÍóØóåõ ÜÜÜóÜÜ ÓóÍúØðÇ |
Kemikten et yüzme bıçağı. |
ÇáãöÓúÍóÝóÉõ (Ì) ãóÓÇÌöÝõ |
Ufaltmak, kül gibi etmek. Yumuşatmak. Mahvetmek. Başını kazımak. |
ÓóÍóÞóåõ ÜÜÜóÜÜ ÓóÍúÞðÇ |
Çok uzaklaşmak. |
ÓóÍöÞó ÜÜÜóÜÜ ÓõÍõÞðÇ |
Çok uzak. |
Ýåæ ÓóÍíÞñ æ åì ÓÍíÞÉ |
Uzun. |
ÇáÓøóÍõæÞõ (Ì) ÓõÍõÞñ |
Yaş dökmek. Su akıtmak. Anırmak. (-o) : Tek kat bükmek. Seçmek. Peşin vermek. Peşi peşine okumak. Ufaltmak. Dondurmak. Yontmak. |
ÓóÍóáóÊö ÇáÚíäõ ÜÜÜóÜÜ ÓóÍúáÇð æ ÓõÍõæáÇð |
Deniz kıyısı. |
ÇáÓøóÇÍöáõ (Ì) ÓæÇÍöáõ |
Arpa ve buğday kabuğu. Altın ve gümüş tozu. |
ÇáÓøõÍÇáóÉõ |
Törpü. |
ÇáãöÓúÍóäõ (Ì) ãÓÇÍöäõ |
Küremek, kazımak. Tıraş etmek. Deri geçirmek. |
ÓóÍÇó ÇáÔìÁ ÜÜÜõÜÜ ÓóÍæðÇ |
Kabuk, zar. |
ÇáÓøóÍÇÁ |
Kürek. |
ÇáãöÓúÍÇÉõ (Ì) ãóÓóÇÍò |