Mala.

ÇáãöÓóÌøóÉ (Ì) ãóÓÇÌø

Üstü kapalı söylemek.

ÓóÌóÍó áå ÈÔìÁ ãä ÇáßáÇã ÜÜÜóÜÜ ÓóÌúÍðÇ

Yüz yumuşak, güzel ve parlak olmak.

ÓóÌöÍó ÇáÎÏø æ ÇáæÌå ÜÜÜóÜÜ ÓóÌóÍðÇ

Aşırı saygı göstermek. Alnını yere koymak.

ÓÌóÏó ÜÜÜõÜÜ ÓÌæÏðÇ

Yaygı. Seccade. Alında secde izi.

ÇáÓøóÌóøÇÏóÉõ

Alın. Secdu uzuvları.

ÇáãóÓúÌóÏõ (Ì) ãÓÇÌöÏõ

Dolmak. (-o) : Doldurmak. Salmak. Taramak. Dökmek. Ateşleyip kızdırmak. Tasma takmak.

ÓÌóÑó ÜÜÜõÜÜ ÓÌúÑðÇ æ ÓæÌæÑðÇ

Arkadaş, dost oldu.

ÓÇÌóÑóåõ

Tasma.

ÇáÓøóÇÌõæÑõ

Düzelmek. Birbirine benzemek. Ayni şekilde ötmek. Dosdoğru gitmek. Seci’li konuşmak.

ÓóÌóÚó ÇáÔìÁ ÜÜÜóÜÜ ÓóÌúÚðÇ

Kafiyeli nesir.

ÇáÓøóÌúÚõ (Ì) ÃÓÌÇÚñ

Perde takmak.

ÓóÌóÝó ÇáÈíÊó ÜÜÜõÜÜ ÓóÌúÝðÇ

Perde. Elbiseye geçirilen kenar.

ÇáÓøöÌóÇÝõ (Ì) ÓõÌõÝñ

Çift perdenin teki.

ÇáÓøóÌúÝõ (Ì) Ã ÓÌóÇÝñ

Peşi peşine salmak. Peşi peşine okumak.(-bi) : Yukardan atmak.

ÓóÌóáó ÇáÔìÁ ÜÜÜõÜÜ ÓóÌúáÇð

İyiliği çok oldu. (-o) : Doldurdu. Bolca verdi. Saldı. Serbest bıraktı. (-li) : Yazdı.

ÃÓúÌóáó

Not etti. Hükmetti. Sicile ve zapta geçirdi. (-o) : Tescil etti. (-alâ, bi) : İlân etti.

ÓóÌøóáó

Şişe mahfazası.

ÇáÓøóÇÌõæá

Taş gibi olmuş çamur. Kâfirlerin hesabı yazılan defter. Cehennemde bir dere.

ÇáÓøöÌøöíá

Büyük kova. Büyük meme. Nasip. Nöbet.

ÇáÓøóÌúá (Ì) ÓõÌõæáñ æ ÓöÌóÇáñ

Sicil. Büyük kayıt defteri. Kâtip.

ÇáÓøöÌöáø (Ì) ÓöÌöáÇøóÊ

Resmi kayda geçmiş.

ÇáãõÓóÌøóá

Akmak, çağlamak. (-an) : Geri durmak, geri çekilmek. (-o) : boşaltmak, akıtmak.

ÓóÌóãó ÇáÏøóãÚõ æ ÇáãØÑõ ÜÜÜõÜÜ ÓÌæãðÇ

Su, göz yaşı.

ÇáÓøóÌóãõ

Hapsetmek. Men etmek. Derdini içine gömmek.

ÓóÌóäóåõ ÜÜÜõÜÜ ÓÌúäðÇ

Mf.

ÓÌíäñ (Ì) ÓõÌóäÇÁ æ ÓóÌúäóìì æ åì ÓÌíäñ æ ÓÌíäóÉñ (Ì) ÓóÌúäóì æ ÓÌÇÆäõ

Gardiyan.

ÇáÓøóÌóÇäõ

Hapishane. Cehennemde bir dere. Kötülerin amelleri yazılan defter. Sert. Devamlı. Açık.

ÇáÓøöÌøöíäõ

Hapishane.

ÇáÓøöÌúäõ (Ì) ÓõÌæ äñ

Hareketsiz olmak. Devam etmek. (-o) : Örtmek.

ÓóÌóÇ ÇáÔìÁ ÜÜÜõÜÜ ÓóÌúæðÇæ ÓõÌõæøðÇ

(=) Bollaştı.

ÃÓúÌóì

Huy, karakter.

ÇáÓøóÌöíøóÉ (Ì) ÓóÌóÇíÇ