Sıkıntı veya iş sebebi ile inleyerek nefes almak. (-o): Yaralamak. |
ÒóÍóÑó ÜÜÜóÜÜ ÒóÍíÑðÇ æ ÒõÍÇÑðÇ |
Dizanteri. |
ÇáÒøõÍóÇÑõ |
Uzaklaştırdı. |
ÒóÍúÒóÍóå Úä ãßÇäå |
Çocuk oturağı üzerinde emeklemek. Karın üstünde sürünerek gitmek. (-ilâ) : Ordu halinde düşman üzerine yürümek. |
ÒóÍóÝó ÇáÕÈìøõ ÜÜÜóÜÜ ÒÍÝðÇ æ ÒõÍõæÝðÇ æ ÒóÍóÝóÇäðÇ |
Yoruldu. (-o) : Yordu. Hafifçe salladı. |
ÃÒúÍóÝó |
Hafifçe çekti. Ekmek için yeri düzeltti. |
ÒóÍøóÝó ÇáÔìÁ |
Ordu. |
ÇáÒøóÍúÝõ (Ì) ÒõÍõæÝñ |
Sürüngenler. |
ÇáÒøóæóÇÍöÝ |
Yerinden ayrılmak, uzaklaşmak. |
ÒóÍóáó Úä ãßÇäå ÜÜÜóÜÜ ÒÍúáÇð æ ÒõÍõæáÇð |
Yıldız, satürn. |
ÒõÍóáõ |
Yuvarladı. |
ÒóÍúáóÞóåõ |
Kızak. |
ÇáÒøõÍúáõæÞóÉõ (Ì) ÒóÍóÇáíÞõ |
Zahmete düşürmek. Güçlük çektirmek. |
ÒóÍóãóåõ ÜÜÜóÜÜ ÒÍúãðÇ æÒÍúãóÉó |
Birbirine zahmet vermek, sıkışmak. Dalgalanmak. |
ÇÒúÏóåóãó ÇáÞæãõ |
Dar bir yerde sıkışma, itip kakışma. |
ÇáÒøõÍóÇãõ |
(=) Doğum sancısı ile son ıkınma. |
ÇáÒøóÍúãóÉõ |